Assan Savunma, MKE ile 30 Aralık 2022’de imzaladığı TNT tedarik sözleşmesinde teslimat taahhüdü olmasına rağmen, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Polonya hükümetinin aldığı kararlar sonucu sevkiyatın yapılamadığını ve bu durumun 17 Şubat 2023’te resmi yazıyla MKE’ye bildirildiğini açıkladı.
Assan Group Makine Savunma Sanayi A.Ş., kamu ihalelerinden iki yıl süreyle men edilmesine ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Şirket, teslimat yükümlülüğünü yerine getirmediği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek sürecin Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Polonya hükümetinin aldığı bağlayıcı kararlardan kaynaklandığını ifade etti.
Açıklamada, 30 Aralık 2022’de Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş. (MKE) ile TNT tedarikine yönelik bir sözleşme imzalandığı hatırlatıldı. Ham maddenin Polonya devlet şirketinden tedarik edilmesinin taahhüt edildiği, ancak Polonya hükümetinin savaş nedeniyle aldığı kararlar sonucu sevkiyatın yapılamayacağının resmi yazıyla şirkete bildirildiği kaydedildi.
Assan, söz konusu durumun 17 Şubat 2023’te resmi yazıyla MKE’ye bildirildiğini hatırlattı. Şirket, buna rağmen men cezası uygulanmasını eleştirerek, sözleşmenin fiilen yürürlüğe girmediğini, dolayısıyla teslim yükümlülüğünün doğmadığını ve karara karşı yasal sürecin başlatıldığını açıkladı.
Assan Group açıklaması şöyle:
“Kamuoyunun ve Değerli İş Ortaklarımızın Dikkatine;
Bildiğiniz üzere şirketimiz hakkında bir süredir karalama ve dezenformasyon kampanyası devam etmektedir. Basın-yayın yoluyla devam eden bu kampanyaya karşı cevaplarımız aşağıdaki gibidir.
1) KAMU İHALELERİNDEN MEN CEZASI
Uzun yıllardır savunma sanayiinde faaliyet gösteren firmamız, yerli ve milli üretime katkı sunan, yenilikçi mühimmat ve sistem çözümleri geliştiren, etik değerlere bağlı, rekabetçi ve şeffaf bir anlayışı ilke edinmiştir.
Bu kapsamda; şirketimiz hakkında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca belirli bir süreyle kamu ihalelerinden yasaklama kararı verildiği, Resmî Gazete’de yayımlanan ilanla kamuoyuna duyurulmuştur. Süreçle ilişkin doğru bilgilendirme ihtiyacı doğduğu için bu açıklamayı yapma gereği duyulmuştur.
30.12.2022 tarihinde şirketimiz ile Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş. (MKE A.Ş.) arasında TNT tedarigine yönelik bir sözleşme imzalanmıştır. İlgili ham maddenin Polonya devlet şirketinden tedarik edilerek teslim edileceği tarafımızca taahhüt edilmiştir. Ancak ilgili Polonya şirketi, Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle Polonya Hükümeti’nin aldığı bağlayıcı kararlar gereği, teslimat yapamayacağını resmi yazışmalarla tarafımıza bildirmiştir. Bu durum 17.02.2023 tarihinde gecikmeksizin MKE A.Ş.’ye de resmi yazıyla aktarılmıştır. Dolayısıyla şirketimizin herhangi bir taahhüdünü yerine getirmediği veya yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiası tamamen gerçeğe aykırıdır.
İlaveten, söz konusu bu sözleşmenin yürürlüğe girmesi için sözleşmede öngörülen yürürlük şartlarının tamamı gerçekleşmemiş olup sözleşme yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle şirketimizin teslim yükümlülüğü de henüz doğmamıştır.
Şirketimiz, her ne kadar sözleşme yürürlüğe girmemişse de ortaya çıkan bu durumu derhal MKE’ye bildirmiştir. Tedarigi planlanan ürünün sözleşmede menşei kabul edilen firmadan tedarik edilemediği, bu sebeple MKE’ye tesliminin mümkün olmadığı açıklanmıştır. Ancak buna rağmen şirketimiz hakkında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca kamu ihalelerinden men kararı verilmiştir.
Şirketimiz, söz konusu karara karşı gerekli tüm yargısal ve idari başvuruları başlatmış olup, sürecin her aşamasını en yüksek hassasiyetle takip etmektedir. Kamuoyu gelişmelerden ivedilikle haberdar edilecektir.
“Yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır”
2) PERSONEL ve AR-GE TRANSFERİ İDDİALARI
Yine hukuken konuyla ilgisi bulunmayan bir kanun maddesi gündeme getirilerek, şirketimizin yasak bir eylemde bulunmuş gibi yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Malum olduğu üzere savunma sanayinde kamu kurumlarından ve diğer şirketlerden personel geçişi, sektörün olağan işleyişi ve serbest iş gücü dolaşımının doğal bir sonucudur. Şirketimiz, tüm istihdam süreçlerinde yürürlükteki mevzuata, rekabet hukukuna ve etik kurallara uymaktadır.
2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun, yalnızca kamu görevinden ayrılan kişilerin belli bir süre “ayrıldıkları kuruma karşı” iş ilişkisine girmesini yasaklamaktadır. Kanunda özel sektör firmalarına geçişe dair hiçbir yasak bulunmamaktadır. Bu nedenle, şirketimizin kamu kurumlarından personel istihdam etmesinin 2531 sayılı Kanun’a aykırılık teşkil etmesi hukuken mümkün değildir.
Türk Savunma Sanayi’nin son 20 yıldaki yükselişi sektörümüzün toplam çabası ve başarısıyla gerçekleşmiştir. Bu süre zarfında sektörümüzün kıdemli firmalarıyla diğer firmalar arasında yapılan personel geçişleri herkesin malumu olan bir konudur. Açık kaynak bilgileriyle yapılacak basit bir çalışma dahi başta TSK, MSB ve Vakıf Şirketlerimizden her seviye ve bölümden yönetici/çalışanın sektörün diğer firmalara geçiş yaptığını gösterecektir. Kaldı ki bahsi geçen iddianın aksine şirketimize geçen kurumlarda emekli olmuş veya kamudan ayrılmış kişilerden oluşmaktadır.
“Beyin göçü yoluyla yurtdışına yönelmesi mi, yoksa ülkemizde kalarak milli savunma sanayimizin gelişimine katkı sağlaması mı daha elzem?”
Ülkemizin saygın ve köklü kurumlarından biri olan, aynı zamanda bir okul niteliğinde nitelikli personel yetiştiren TÜBİTAK-SAGE’den ayrılan çalışanların, bugüne kadar Türk savunma sanayi şirketinde görev aldığı bilinen bir gerçektir. Burada esaslı sorulması gereken soru şudur: Ülkemiz için stratejik öneme sahip bu değerli insan kaynağının beyin göçü yoluyla yurtdışına yönelmesi mi, yoksa ülkemizde kalarak milli savunma sanayimizin gelişimine katkı sağlaması mı daha elzem ve faydalıdır?
“AR-GE çalışmalarının haksız şekilde şirketimize kazanç sağladığı” yönündeki iddialarla ilişkilendirilmesi de tamamen asılsızdır”
Bununla birlikte, kamu kurumlarında görev yapmış personelin şirketimiz bünyesinde istihdam edilmesinin, “kamuda yapılan AR-GE çalışmalarının haksız şekilde şirketimize kazanç sağladığı” yönündeki iddialarla ilişkilendirilmesi de tamamen asılsızdır. Şirketimizin AR-GE faaliyetleri kendi imkânları, kendi insan kaynağı ve kendi bütçesi ile yürütülmekte olup, her biri proje özgün süreçlerden, yüksek mühendislik kapasitesinden ve ciddi mali yatırımlardan oluşmaktadır.
Sonuç olarak, şirketimize yöneltilen bu tür mesnetsiz ithamlar; yalnızca kurumsal itibarımızı zedelemeye, sektördeki doğal iş gücü hareketliliğini engellemeye ve Türk savunma sanayisinin ortak başarısını gölgelemeye yönelik girişimlerdir. Bu kapsamda konu hakkındaki yasal haklarımızı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyeceğimizi de kamuoyuna ilan ederiz.
Şirketimiz, yarım asra yaklaşan köklü geçmişi boyunca daima ihracata odaklanmış, ülkemizin yerli ekonomisini güçlendirmeye yönelik çalışmaları kararlılıkla sürdürmüştür. Yerli ve milli sermaye ile faaliyetlerini yürüten firmamız, dışa bağımlılığı azaltmayı ve ülkemizin stratejik sektörlerde kendi imkânlarıyla gelişmesini temel ilke edinmiştir. Milli savunma sanayimizin güçlenmesi ve ülkemizin teknolojik bağımsızlığının sağlanması amacıyla; yenilikçi, güvenilir ve sürdürülebilir çözümler üretmek ana hedeflerimiz arasındadır. Bu doğrultuda, bugüne kadar olduğu gibi, her zaman aynı azim ve inançla çalışmaya devam edeceğiz.
3) İSMET SAYHAN İDDİALARI
İsmet Sayhan’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu veya öncesindeki herhangi bir dönemde, Assan Group ile İsmet Sayhan’ın herhangi bir tanışıklığı veya iş ilişkisi olmamıştır. Av. İsmet Sayhan’dan şirketler hukuku alanında hukuki danışmanlık hizmeti almak için 19/03/2025 tarihinde anlaşma sağlanmıştır. İlgili tarihte, ASSAN Group ile MKE veya MSB’ye karşı herhangi bir hukuki uyuşmazlık veya dava bulunmamaktadır.
“ASSAN Group ile İsmet Sayhan arasında herhangi bir vekillik ilişkisi bulunmamaktadır”
MSB tarafından, 15/05/2025 tarihinde verilen “İhalelere Katılmaktan Yasaklanma Kararı” bir idari işlem niteliğinde olup işlemin iptali için idari dava açılarak itiraz hakkımız kullanılmıştır. MSB’ye açılan dava, başka bir avukat tarafından açılmış olup iş bu davanın takibi İsmet Sayhan tarafından yapılmamıştır. Yine MKE’ye açılan ticari dava da şirketimiz personeli olan avukat tarafından yürütülmekte olup İsmet Sayhan’a her iki dava için de verilmiş bir yetki söz konusu değildir. Halihazırda ASSAN Group ile İsmet Sayhan arasında herhangi bir vekillik ilişkisi bulunmamaktadır.
ASSAN Group olarak, milletimizin güvenliği ve ülkemizin geleceği için atılan her adımda yer almakta kararlıyız. Türkiye’nin milli menfaatlerini gözeten, yerli üretim kabiliyetlerini geliştiren ve uluslararası alanda rekabet gücünü artıran projelerimizle, ülkemizin gururu olmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla
ASSAN Group
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.
