ABD Uzay Kuvvetleri’ne bağlı Space Launch Delta 45, SpaceX’in Starship‑Super Heavy sisteminin 2026 yılının başlarında veya ortalarında Kennedy Uzay Merkezi’nden (KSC) uçuş gerçekleştirebilmesi için NASA ile koordineli şekilde çalıştığını açıkladı.
Menzil Direktörü ve Space Launch Delta 45 Komutanı Albay Brian Chatman, 21 Kasım’daki toplantıda açıklamayı yaptı.
Chatman, KSC’deki Launch Complex 39A’da Starship’i desteklemek üzere gerekli altyapı geliştirmelerinin sürdüğünü belirterek, “Starship’in buraya gelip fırlatılabileceğini önümüzdeki yılın başlarında veya ortalarında bekliyoruz. O zamana kadar menzili desteklemeye hazır hale getireceğiz,” dedi.
2035’e kadar 350 fırlatma bekleniliyor
Doğu Menzili, 20 Kasım itibarıyla yıl içindeki 100. fırlatmasını gerçekleştirerek önemli bir eşiği aşmış durumda. 2025 takviminde ise hâlen 15–25 fırlatma daha bulunuyor. Mevcut öngörülere göre bölgedeki yıllık fırlatma sayısının 2035’e kadar 300–350 seviyesine ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Chatman, artan operasyon temposuna uyum sağlayabilmek için teknik altyapı ve süreçlerde ciddi iyileştirmeler yapıldığını vurguladı. “Yaptığımız yükseltmeler, kapasiteyi ve verimliliği artırmak için zemin hazırlıyor,” diyen Chatman, farklı fırlatma senaryolarını analiz ettiklerini belirtti:
“Aynı pencerede iki fırlatma aracı, 26 saatte üç ya da 36 saatte dört fırlatma olduğunda, iç değerlendirmeler yapıyoruz; zorlukları ve darboğazları belirliyoruz. Ardından operatörlerden kendi perspektiflerinden değerlendirme yapmalarını istiyoruz.”
LOX‑Metan roketlerde güvenlik değerlendirmesi sürüyor
Starship gibi LOX‑metan yakıtlı süper ağır roketlerin operasyonel güvenliği, hem NASA hem de Uzay Kuvvetleri için kritik bir çalışma alanı olmaya devam ediyor. Chatman, şu anda bu tür araçlar için patlama potansiyelinin %100 TNT eşdeğerine göre değerlendirildiğini söyledi.
SpaceX’in Starship’i ve Blue Origin’in New Glenn roketini kapsayan bu çalışmalar, patlama yarıçapı güvenlik bölgelerinin bilimsel verilere dayanarak küçültülüp küçültülemeyeceğini araştırıyor. Amaç, güvenlikten ödün vermeden operasyon esnekliğini artırmak.
Geniş güvenlik bölgeleri, yalnızca ilgili fırlatma alanını değil; SLS, Vulcan ve Atlas V gibi komşu rampaları kullanan diğer sistemleri de doğrudan etkiliyor.
Chatman, LOX‑metan araçlarına yönelik testlerin ve tartışmaların birkaç yıldır sürdüğünü, sonuçların 2026’da netleşmesinin beklendiğini ifade etti. “Bu veriler elde edilene kadar kamu güvenliği açısından maksimum güvenlik mesafelerini ve %100 TNT eşdeğeri yaklaşımını korumaya devam edeceğiz,” dedi.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.













