Kara kışa girmek üzereyiz. Hatta yılbaşına şunun şurasında ne kaldı? Ama hâlâ yüzmek için şansınız var. Eğer “Son bir kez denize girip çıkayım da kışa öyle gireyim” diyorsanız hazırlayın plaj çantanızı yüzmeye gidiyoruz
Biraz geriye gidelim… Lisedeyken bize coğrafya derslerinde ne öğretmişlerdi hatırlıyor musunuz? Denizler karalara göre daha geç ısınır ve soğur. Yani sonbahar gelmiş, kış kapıya dayanmış olabilir ama bu, denizlerimizin soğuduğu anlamına gelmiyor. Özellikle Akdeniz’de mavilikler hâlâ sıcacık.
Sabah Gazetesi’nden Şule Kaya’nın haberine göre; Türkiye’nin önemli bir çoğunluğunda kış soğuk yüzünü göstermeye başladı ama bazı bölgelerde yaz mevsimi devam ediyor. Özellikle tam öğle sularında, havanın en sıcak olduğu saatlerde yapacağınız deniz keyfinin size yaz mevsimini aratmayacağından emin olabilirsiniz.
Madem öyle, kasım ayında denize girebileceğiniz, araya doğa yürüyüşleri de sıkıştırabileceğiniz Akdeniz’in birbirinden güzel altı beldesine deniz suyu sıcaklıklarıyla birlikte göz atalım.
DALYAN (23 DERECE)
Köyceğiz Gölü’yle Akdeniz arasında kalan Dalyan, denize kıyısı olmamasına rağmen maviliklerle iç içe geçmiş huzurlu, dingin, aslında yazın dahi kalabalıklardan uzak bir köy. Dalyan’da hayatınızın en huzurlu tatillerinden birini geçirebileceğiniz konusunda garanti verebiliriz. Sabah kahvaltınızı binlerce yıllık kral mezarlarında yapabilir ardından bir tekneyle sazlıkların arasında kıvrıla kıvrıla İztuzu Plajı’na inebilirsiniz. Caretta caretta’ların yumurtalarını bıraktığı İztuzu, tatlı ve tuzlu suyun birleştiği ender plajlardan biri. Üzerinde herhangi bir yapılaşmanın bulunmadığı 4,5 kilometre uzunluğundaki plaj, kumda yürüyüş yapmak için de güzel bir parkur. Dalyan etrafında yapabileceğiniz doğa yürüyüşleri de cabası…
GÖCEK (24 DERECE)
Aslında küçücük bir köy Göcek. Ama muhtemelen Türkiye’nin en havalılarından. Türkiye’nin ve kimi zaman dünyanın en lüks yatlarını ağırlayan marinalarıyla özellikle tekne sahiplerinin gözde rotalarından biri. Hemen arkasındaki yemyeşil ormanla kaplı dağla turkuvaz deniz arasına sıkışmış, yazın son kırıntılarını yaşamak isteyenlere kucak açıyor. Sarsala, Hamam, Tersane, Sıralıbük, Osmanağa, Kleopatra… Göcek’in dünyada eşi benzeri bulunmayan dantel gibi işlenmiş kıyılarının sarıp sarmaladığı yüzlerce koydan sadece birkaçı. Dilerseniz günübirlik tekneyle koyları ziyaret edebilir dilerseniz ormanın ve Göcek’in huzurlu sakinliğinin tadını çıkarabilirsiniz. Üstelik Dalaman Havaalanı’na indikten sadece 15 dakika sonra Göcek’tesiniz.
FETHİYE (23 DERECE)
Göcek’ten sadece yarım saat, Dalaman Havaalanı’ndan da yaklaşık 45 dakika uzaklıktaki Fethiye, deniz keyfine biraz hareket katmak isteyenler için çok uygun. Zira Muğla’nın en büyük ve en kalabalık ilçelerinden biri. Hemen yakınında birbirinden güzel koylar bulunduğu için hem şehrin hem de doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Fethiye’nin en gözde ziyaret noktalarından biri hiç kuşkusuz dünya harikası Ölüdeniz. Yazın adım atmanın zor olduğu Ölüdeniz, bu aylarda gittiğinizde adına yakışacak şekilde sessiz ve sakin. Antik Likya’nın en önemli şehirlerinden biri olan ve o dönemler Telmessos adıyla anılan Fethiye, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Letoon antik şehri ve Türkiye’nin en büyük terk edilmiş Rum köylerinden biri olan Kayaköy’le tarih tutkunlarını da doyuran bir bölge. Bu arada tavsiyemiz bir günlük de olsa Likya Yolu’ndaki yürüyüşlerden birine katılıp mavilikleri bir de tepeden seyretmeniz.
KAŞ (24 DERECE)
Denilen o ki Kaş’a bir kez giden bir daha aklından çıkaramazmış. Tecrübeyle de sabit bu söylenti. Tıpkı Göcek gibi dağlar ve denizin arasında kalan, kendi içinde huzurlu bir yer. Kalabalık yaz aylarının sona ermesiyle gerçek tutkunlarına ve bohem yerlilerine kalan Kaş için en güzel zaman da aslında ekim ayı itibariyle yılbaşına kadar olan dönem. Yağlıca, Fırnaz, Akvaryum gibi koyları, buram buram tarih kokan Kaleköy ve Kekovası, incecik kumuyla Patara Plajı’yla sonbaharın huzurunu yaşamak için harika bir kaçamak noktası Kaş. İsterseniz arabaya ya da bir tekneye atlayıp Kaş’ın etrafındaki güzellikleri yaşayın isterseniz hiçbir şey yapmayıp sadece merkezdeki -artık boşalan- plajların keyfini çıkararak deşarj olun. Tercih sizin…
FİNİKE (24 DERECE)
Tam da portakal mevsimi olması Finike’ye gitmek için güzel bir sebep olsa gerek. Portakal kokuları eşliğinde denizin tadını çıkarabileceğiniz Finike, Antalya’ya yaklaşık 140 kilometre uzaklıkta. Dolayısıyla Antalya Havaalanı’ndan ulaşabilirsiniz. 10 kilometrelik kumsalıyla, Türkiye’nin en büyük plajlarından birine sahip olan ve M.Ö. 500’lerde bir liman kenti olarak kurulan Finike, derin bir tarihi de barındırıyor. Kışın ortasında bile ılık ve güneşli havasıyla sıcaktan vazgeçemeyenler için bir cazibe merkez. Gitmişken Arykanda ve Limyra antik kentleri ile Suluin Mağarası’nı gezmeden dönmemeniz tavsiye ediliyor.
ALANYA (25 DERECE)
Toros Dağları’nın eteğine kurulan Alanya’nın suyu hâlâ sıcacık. Antalya Havaalanı’na 140 kilometre, Gazipaşa Havaalanı’na da sadece 45 kilometre uzaklıktaki Alanya’nın gezilebilecek en önemli yerlerinden biri Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri boyunca ayakta kalmayı başaran kalesi. 1228 yılında Alaattin Keykubat tarafından yaptırılan tersane ve Kızıl Kule de görülecek yerlerden. Eğer deniz dışında yakın yerlerdeki tarihi ve doğal güzellikleri de görmek isterseniz Leartes Antik Şehri, Damlataş ve Dim Mağarası ile tekneyle ulaşabileceğiniz Fosforlu, Aşıklar ve Korsan mağaralarını görülecekler listenize ekleyebilirsiniz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.