Katalin Kariko, 17 Ocak 1955’te Macaristan’da doğdu. Kasap bir babayla ev hanımı bir annenin kızı. Ülkenin en saygın araştırma üniversitelerinden Szeged Üniversitesi’ne girdi. Buranın Biyolojik Araştırmalar Merkezi’nde lisans ve doktora çalışmalarını bitiren ve RNA konusuna merak salan Kariko, bulunduğu üniversitedeki mali kaynak sıkıntısı nedeniyle ortaya çıkan büyük zorluklara rağmen araştırmalarına devam etti. Ancak, 1985 yılında Macar Komunist Partisi tarafından görevden alındı. ABD Pennsylvania Temple Üniversitesi’nden de davet alınca eşi ve kızı ile ABD’ye göç etti.
O zamanlar yurtdışına giden Macarlar’a 100 $’dan fazla döviz verilmiyordu. Kariko ve eşi, yola çıkmadan arabalarını satınca, aldıkları parayı karaborsada dövize çevirdiler. 900 İngiliz Pound’ları olmuştu. Bu parayı da, yurtdışına çıkarken, iki yaşındaki kızlarının oyuncak ayısının içine gizlediler.
Temple’dan sonra University of Pennsylvania’ya geçen Kariko, çalışmalarını mRNA üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak, o yıllarda bilim dünyasının asıl ilgisi, kanser araştırmalarında büyük gelecek vadeden DNA sarmalı üzerindeydi.
1990’da çalışmaları için üniversiteye fon başvurusunda bulundu ama, mRNA araştırmaları bir çıkmaz sokak olarak görüldüğünden reddedildi. Daha sonra kamu ve özel sektör kurumlarına çeşitli fon başvuruları da yaptı ama her seferinde reddedildi.
Katalin Kariko 1995’te üniversitede profesör olma düzeyine geldi ama, kendisine bu unvan verilmedi. Tam tersine üniversitenin tıp fakültesindeki göreviyle ilgili pozisyonu da düşürüldü ve kendisine daha alt düzeyde bir görev verildi.
Terslikler bununla da bitmedi. Bir vize problemi nedeniyle o sıralar Macaristan’da bulunan eşi, altı ay boyunca ABD’ye geri dönemedi. Tam o sıralar Kariko’ya kanser teşhisi kondu ama o yılmadan çalışmalarına devam etti.
Kariko, aslında belki ayrılması gerekirken, sırf kızının eğitimi nedeniyle, University of Pennsylvania’da çalışmaya devam etti. Eğitim ücretlerinin oldukça yüksek olduğu bu elit üniversite, Kariko’nun orada çalışması nedeniyle kızının okul ücretini normal rakamın %25’ine indirmeyi kabul etmişti. Kriminoloji ve sosyoloji okuyan kızı Zsuzsanna Francia (Susan) 2008 ve 2012’de, ABD kürek takımı ile, sekiz tekte iki kez olimpiyat madalyası aldı.
1997’de Kariko, bir immunolojist olan Drew Weissman’la tanıştı. Drew AIDS’e çare olacak bir aşı üzerinde araştırmalar yapıyordu. O da mRNA üzerine yoğunlaşmıştı. İkisinin de temel bir sorunu vardı. Farelere enjekte edilen mRNA ciddi reaksiyonlar oluşturuyor, hatta ölümlere neden oluyordu. Kariko ve Weissman bunun nedeninin mRNA’da bulunan uridine isimli bir nükleosit olduğunu belirlediler. mRNA’in bu alt parçasının problem yarattığının belirlenmesi çok önemli bir buluştu. Pek çok bilim adamı bu buluş nedeniyle Kariko ve Weissman’ın Nobel alabileceği konusunda fikir birliğinde.
Ancak mRNA konusunda bir başka sorun hala devam ediyordu. Vücuda enjekte edilen mRNA çok kısa zamanda vücut tarafından parçalanıyor ve işe yaramaz hale geliyordu.
Aslında 1976’da, DNA ve RNA’lerin vücuda parçalanmadan sokulması için polimerlerin kullanılabileceğini belirten bir makale yayınlanmıştı. Makaleyi yayınlayan MIT’de biomühendislik bölümü profesörlerinden Robert Langer’di. O da Kariko gibi yoğun eleştirilere maruz kalmıştı. Ancak, daha sonraları, buluşunun kanser tedavisinde tümörlere kemoterapi ilaçlarının yönlendirilmesinde önemli olduğu anlaşılmıştı.
2010’da Stanford Üniversitesi’nden araştırmacı Derrick Rossi ve Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Timothy Springer, Langer’e Kariko ve Weissman’ın mRNA çalışmalarından yararlanacak bir şirket kurmayı teklif ettiler. Gruba daha sonra bir kişi daha katıldı ve Moderna şirketi (açılımı, Modified RNA- değiştirilmiş RNA) kurulmuş oldu. Daha sonra da, Moderna’nın sermayesini koyan Flagship Pioneering, Kariko’ya Moderna’ya katılmasını teklif etti.
Kariko bu teklifi kabul etti ama, patent başvurusu nedeniyle o sıralar University of Pennsylvania ile başı dertteydi. Asıl buluşu kendisi yapmış olmasına rağmen, ismi adet olduğu üzere patent başvurusunda en başa yazılmamıştı. Başvuruda adı geçen erkek araştırmacıların profesör unvanına yer verilirken Kariko için sadece ‘Bayan’ unvanı kullanılmıştı.
Tatsızlıklar bununla da sınırlı değildi. Kariko ve Weismann’ın buluşunun patenti üniversite tarafından Cellscript isimli bir şirkete satılmıştı.
Moderna sorunu aşmak için araştırmalarına devam etti ve 2014’te Kariko ve Weissman’ın buluşunun uygulanmasına olanak veren yeni, değiştirilmiş bir nükleosit üretmeyi başardı.
Kariko ise 2013’te Almanya’nın Mainz kentinde kurulu olan BioNTech’ten (Biopharmaceutical New Technologies) kıdemli başkan yardımcısı olarak çalışmak için Prof. Uğur Şahin’den bir teklif aldı ve kabul etti.
Üniversitesine ayrılma kararını bildirdiğinde, BioNTech’in daha bir web sitesi bile yok diyerek kendisiyle dalga geçilen Kariko, Prof. Uğur Şahin ve Prof. Özlem Türeci’nin ekibine katılmak üzere, eşini de Philadelphia’da bırakarak Almanya’ya gitti. Amerika’dan ayrılırken eşine, “mRNA tabanlı bir aşı üretip, bir hastada sağlıklı sonuç alındığını görmeden dönmeyeceğim” dediği söylenir. Kariko 2017’de Zika virüsüne karşı üretilen ilk aşıyı farelerde başarıyla denedi. Arkasından 2020’de COVID19’a karşı üretilen mRNA bazlı ilk aşı Pfizer/BioNTech tarafından geliştirildi ve %95 etkinlikle insanlarda uygulanmaya başlandı.
Bugün mRNA temelli uygulamalar, pek çok etkinliği yüksek aşının üretilmesinde, genetik hastalıkların ve kanserin bazı türlerinin tedavisinde büyük umut veriyor. Katalin Kariko halen BioNTech’in Kıdemli Başkan Yardımcısı olarak araştırmalarına devam ediyor.
Kaynaklar:
- Katalin Karikó – The Hungarian scientist behind the coronavirus vaccine -February 08, 2021 Tempus Public Foundation
- BioNTech scientist Katalin Karikó risked her career to develop mRNA vaccines. Americans will start getting her coronavirus shot on Monday. Dec 13, 2020 Insider
- Wikipedia
- Stat
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.