Korean Air, 41 yıl aradan sonra büyük bir değişikliğe gitti. Asiana Airlines ile birleşmesini tamamlayan havayolu, marka kimliğini yeniledi ve yeni uçak boyamasıyla (giydirmesiyle) kamuoyunun karşısına çıktı.
İlk olarak Boeing 787-10 modelinde görülen yeni tasarım, 10 Mart 2025’te Seul-Gimpo Havalimanı’na iniş yaparken görüntülendi. Güney Kore’nin en büyük havayolu şirketi aralık ayında Asiana’nın üçte ikisini 1.3 milyar dolar karşılığında satın almak için anlaşmıştı. 1 Ocak 2027’ye kadar bir yan kuruluş olarak faaliyet gösterecek olan Asiana, bu tarihten itibaren Korean Air adı ve kurumsal kimliği altında birleşecek.
Milli havayolları ülkelerin renklerini taşıyor
Her ülkenin bayrak taşıyıcı veya milli havayolunun renkleri, ilgili ülkenin dünyaya açılan ana meydanı başta olmaz üzere diğer havalimanlarının da renklerini belirler. Çünkü bayrak taşıyıcı şirketin renklerine boyanan uçaklar, kendi ülkesinin meydanlarında ağırlıklarını hissettirir. Mesela Türkiye’de havalimanlarında uçakların rengi Türk Hava Yolları (THY) sebebiyle kırmızı beyazdır. Katar’ın bayrak taşıyıcısı Katar Havayolları’nın merkezi Doha’daysanız apron bordo renkler, Almanya’daysanız lacivert kuyruklar, Londra Heatrow’da British Airways’in kırmızısı dikkatinizi çeker. Gövdeden ziyade, kuyruk ve kanatlardaki boyamalar daha fazla göze çarpar.
Rüya uçakta 362 litre boya kullanılıyor
Amerikalı uçak üreticisi Boeing uçakları farklı renklere boyamanın dezavantajlarını şöyle açıklıyor; “Uçaklardaki farklı renkte olan boyamalar, uçak tipine göre 273 ile 544 kg arasında bir ağırlık oluşturur. Bu durum uçağın daha fazla yakıt yakması ve ekonomik açıdan da daha az yolcu taşıması anlamına gelir.” Uçakların operasyon maliyetlerinde önemli etken olan uçak boyalarının gövdedeki ağırlıkları da dikkat çekmektedir. Boeing 747 modelde yaklaşık 454 litre, 777’de 416 litre ve 787 Dreamliner’da 362 litre ile 453 litre arasında boya kullanılıyor. Bir uçağı sıfırdan boyamanın maliyeti ise 50 bin ile 200 bin dolar arasında değişiyor.
Buradan yola çıkarak bir havayolunun tanıtımında önemli bir yeri olan boyamasının değişmesi her ne kadar şirket için yeni bir imaj, yeni bir kimlik olsa da yolcularda ve havayolunda bu durum farklı bir şekilde gelişiyor. Bir havalimanına gittiğinizde meydandaki uçakların veya gökyüzünde seyir halindeki uçakların isimlerinin uzak olduğunda renklerinden hangi havayoluna ait olduğunu anlayabilirsiniz. Korean Air’ın renk seçimi ve yeni tasarımı pek fazla havayolunda mevcut olmadığı için tercih tarafında doğru adımlar atılmış ancak 41 yıl sonra değişen boyama kuşkusuz yolcular ve havayolları için negatif süreçler doğurabiliyor.
Peki bir şirketin uzun yıllardır kullandığı, kendisiyle özdeşleşmiş renklerinin değişikliği yolculara ve şirket içine nasıl yansıyor? İşte cevapları…
Yurt dışında gurur kaynağı
Yolcular kendi ülkelerinden farklı bir ülkede seyahat ettiklerinde bayraklarının rengini taşıyan milli havayolunu görünce gurur duyarlar. “ Benim ülkemin uçağı dünyanın farklı bir noktasında bizi temsil ediyor” duygusunu yaşarlar. Biz de Türk Hava Yolları uçağını başka ülkelerde görünce bayrağımızın dünyanın her yerinde dalgalandığı hissine varırız. Korean Air yolcuları 41 yıldır benimsedikleri uçaklarının dış görünüşüne uzun süre alışmakta zorluk çekecekler ve bu hissiyattan yoksun kalacaklar.
Terminalden bakınca anlayamamak
Yolcular hava tarafına geçip, uçaklarının kalkacağı kapıya geldiklerinde terminalin camından bakıp uçaklarının orada olduğunu görünce rahat ederler. Uçakları açıkta değildir, körüğe yanaşmıştır ve otobüse binip uçaklarına gitmek zorunda kalmazlar. Bunun yanı sıra uçaklarını gören yolcular her hangi bir gecikmenin ve seyahat süresinde bir uzamanın olmayacağını da kestirirler. Uçakları bir önceki seferini tamamlamış ve onları bekliyordur. Ancak Korean Air yolcuları bundan sonraki uçuşlarında 41 yıldır alıştıkları manzarayla karşılaşamayacaklar. Bu duruma alışmaları zaman alacak ve adapte olmaları zorlaşacak.
Yanlış uçağa binme hissi
Yolcular açıkta park eden uçaklarına giderken gözleri uçacakları uçağı arar. Bir an önce uçağa binme isteği otobüslerinde apronda seyir halinde yaşanır. Otobüsleri duran yolcular ilk etapta yanlış uçağa geldiklerini zannederler. Uçakta havayolunun ismini görmeyenler daha çok panik yapar. Bu panik esnasında yolcular, yer hizmetleri görevlilerine ve havayolu mürettebatına biletlerini göstererek doğru uçağa binip binmediklerini kontrol ettirirler. Yaşanan bu panik havası uçak boyamasının değişikliğinden kaynaklanır.
Yoğun dönemde eski boyamayla uçmak
Havayolları filodaki uçaklarına yeni imaj için boyama yapmalarının zamanı da çok önemli. Özellikle 1 Nisan itibarıyla başlayan yoğun dönem öncesi böyle bir hamle yapmak oldukça riskli. Havayolları yeni uçaklarını filolarına katamadığından dolayı filosundaki eski uçakları kullanmaya devam ediyor. Durum böyle olunca da filodaki uçak sayısına göre değişkenlik gösterse de boyama işlemi operasyonun devamlılığını zorlaştırıyor.
Ek maliyet etkisi
Boyama işlemleri havayollarına ek maliyetler getiriyor. 57 yıllık uçak boyama şirketi Dean Baldwin Painting’e göre, ticari bir uçağı boyamanın ortalama maliyeti 175 bin ila 200 bin dolar arasında değişiyor. Şirket United, Delta ve JetBlue gibi dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden bazılarına hizmet veriyor. Boyama işleminde 90 galondan fazla boya, çok sayıda mühendis ve boyacıyı çalışıyor. Küresel ticari havacılık uçak boyası pazarının 2027 yılına kadar 65 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.