Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Prof. Dr. İsmail Demir, Türk savunma sanayisi ürünlerinin belirli alanlarda dünyada en iyiler arasında yer alması ve bu yolla ihracatın artırılması için tüm sektörün “seferberlik” içinde hareket etmesi gerektiğini bildirdi.
SSB Başkanı İsmail Demir, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği tarafından düzenlenen Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ihracatı artırma çabalarında en büyük potansiyel taşıyan alanın savunma ve havacılık olduğunu söyledi.
Savunma sanayisi ihracatında klasik pazarlama metotlarının ötesinde unsurlar bulunduğuna işaret eden Demir, finansman sağlanması, uluslararası konjonktür ve ikili ilişkiler, ülke algısı gibi bir dizi faktörün ihracatta belirleyici hale gelebildiğini vurguladı.
Demir, ithalat açısından bakıldığında ise 15-20 yıl önce dünyada üst sıralarda yer alan Türkiye’nin, sektördeki gelişime paralel olarak daha alt sıralara indiğini kaydetti.
İthalat-ihracat makasının giderek kapandığını bildiren Demir, ithalatın önemli bölümünü de yıllar önce alınan ve idame ettirilen ürünler ile F-35, A400M gibi platformların alımından oluştuğunu işaret etti.
“Parça yapımının ötesine geçmeliyiz”
Yılın 10 ayında en fazla ihracat yapılan savunma ve havacılık ürün grubunun uçak ve helikopterler aksam ve parçaları olduğu bilgisini veren Demir, “Türkiye’de iyi performans gösteren, dünya pazarlarında önemli yer bulmasını beklediğimiz ürünlerimizin bu listeye bir an önce girmesi gerekiyor. Bu da etkin bir pazarlama stratejisi ortaya koymamız gerektiğini gösteriyor. Bir şirketin tek başına çabasının bunda yeterli olmayacağının altını çizmek istiyorum. Önümüzdeki 5 yıllık stratejide ülkeler bazında hangi ürünlerin öne çıkarılacağını enine boyuna tartışmak, parça yapımından bir adım öteye geçerek tasarım aşamasında projelere girip entelektüel kabiliyetleri de işin içine katmamız gerekiyor” diye konuştu.
Demir, savunma ve havacılık sanayisindeki potansiyel pazarların henüz Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler listesinde yer almadığına değinerek, “Üzerinde durduğumuz, büyük potansiyel gördüğümüz Güneydoğu Asya, Orta ve Latin Amerika, Afrika gibi pazarlarda yer bulmanın yöntem ve stratejilerini sektörle birlikte ortaya koyacağız” dedi.
Devlet başkanlarıyla görüşmelerin önemli gündem maddesi
Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayisindeki 2023 ihracat hedefinin 10,2 milyar dolar olduğunu anımsatan Demir, şunları kaydetti:
“Buralara erişmek için oyun değiştirici yeni yöntemler, yaklaşımlar koymak gerekiyor. Henüz platform ihracatına giremedik. Bu alana girdiğimizde, bu alanda önümüzü tıkaması muhtemel bazı kısıtları kaldırdığımızda ki önümüzdeki 3-4 yılın amacı olmalı, o zaman bu rakamların çok agresif şekilde büyüyebileceğini düşünüyorum. Gayretimizi çok daha artırmamız, bazı parametreleri değiştirerek 2,5-3 misli değişim sağlamamız gerekiyor. Şu andaki gidişatı değiştirecek bir ivme gerekiyor. Bunu sağlamanın yolu da ülke bazında ortaya koyacağımız bazı tedbirler olacaktır. Bu da sadece sektörün yapabileceği şeyler değil. Çeşitli teşvik, kredi mekanizmaları, uluslararası ilişkilerde geliştirilecek yöntemler, devlet başkanları seviyesinde ziyaretlerde gündeme getirilecek konular, siyasi analizler gibi bir dizi parametre var. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konunun uzun süredir farkında ve hemen hemen tüm dış seyahatlerde konu gündeme getiriliyor. Diğer devlet başkanlarıyla konuşurken en önemli kalemlerden birisi savunma sanayisi ürünleri ve ihracatı olarak gündeme geliyor.”
“En iyiler arasında olmak algıyı değiştirecek”
Demir, Türk savunma sanayisi ürünlerini alanda gösterdikleri performansla diğer ülkelere çok rahat tanıtabildiklerini vurgulayarak, “Bunun yanında özellikle belirli alanlarda öne çıkıp Türkiye’nin belirli ürünleri ya da alt sistemlerinin dünyada en iyi veya en iyiler arasında olduğunu çok net göstermemiz gerekiyor. Bu konuda teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarına odaklanmamız ve sonuç almamız gerekiyor. 1-2 alanda en iyiler arasında olmak diğer alanlardaki algıyı da değiştirecektir. Bu bakımdan teknoloji, Ar-Ge yol haritamızda belirli konuların üzerinde durup, o konularda sektör olarak toptan bir seferberlikle en iyi olmanın yollarını bulmamız gerekiyor” dedi.
“10 yaşındaki çocuktan daha hızlı koşuyoruz”
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş de Türk savunma sanayisinin son 10 yılda büyük bir atağa kalktığını, ivme kazandığını hem ekonomik hem de teknolojik başarılar elde ettiğini aktardı.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadaki fiziki ve ekonomik tehditlere karşı savunma sanayisinin büyük önem taşıdığını belirten Aliş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu alana verdiği önemin savunma sanayisini çok farklı noktaya getirdiğini vurguladı.
Aliş, savunma sanayisinde tasarlamak ve üretmek kadar pazarlamanın da önemli olduğunu ve aynı zamanda ihracat yapılan ülkelerde kalıcı olmak gerektiğini bildirdi.
Savunma sanayisinin ihracatta sağladığı başarıya değinen Aliş, “Türkiye’nin 28 sektörü var. Türk savunma sanayi bu sektörler içinde en büyük artış oranına sahiptir. Savunma sanayinin son 6 yılda ihracatta yakaladığı artış oranı yüzde 61,3, sadece son 12 aydaki artış oranı yüzde 37,5’tir. 10 yıla evvel yeni doğmuş bebekken, şimdi 10 yaşındaki çocuktan daha hızlı koşuyoruz demektir” dedi.
Türkiye’nin kilogram başına düşen ihracat değerinin 2018’de önceki yıllara göre kısmen artarak 1,32 dolara yükseldiğini belirten Aliş, “Savunma sanayisine bakarsak kilogram başına düşen ihracat değeri 46-47 dolara geldi. Bu, katma değerli ürün satıyoruz anlamına geliyor” ifadesini kullandı.
(AA)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.