Türkiye’nin yerli ve milli baz istasyonu üreticisi ULAK Haberleşme A.Ş. üçüncü bir ihracat hazırlanıyor. ULAK Haberleşme Genel Müdür Zafer Orhan, “Türk Cumhuriyetlerinden birine ve Afrika’da önemli bir ülkeye ihracat yaptık. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı nezdinde bir ülkeyle daha bir ihracat anlaşmasına imza atmamız söz konusu” dedi.
ABD’de tartışılan 5G’nin uçaklara olan etkilerini, 5G’nin havacılığa katkısını, Türkiye’nin 4,5G ve 5G teknolojilerindeki son durumunu ve 5G ihalesiyle ilgili gelişmeleri ULAK Haberleşme A.Ş. Genel Müdürü Zafer Orhan ile konuştuk. Haber Aero’ya özel değerlendirmelerde bulunan Zafer Orhan, dünya üzerinde Türkiye’nin rekabet ettiği firmaların yıllardır bu işe yoğunlaşan, büyük şirketler olduğuna dikkat çekerek, ULAK Haberleşme A.Ş.’nin 10 yıl bile olmayan bir süreçte, ülkemiz adına önemli katma değer oluşturduğunu söyledi. ULAK Haberleşme ile dünya çapında bu alanda en önemli 4 veya 5 ülkeden birisi olduğumuza vurgu yapan Zafer Orhan sorularımızı cevapladı.
- ABD’de havacılık ile sektörüne 5G’nin etkileri konusunda son durum nedir?
Telekomünikasyon sektörünün en yeni jenerasyonu 5G kablosuz ağ iletişiminde Amerika’da uçakların yer yüzüyle olan irtifa ölçüsünü yapan radyo altimetre cihazlarının frekans aralığı C bantta 4.2 GHz 4.4 GHz aralığında yer alıyor. Amerika’da 5G teknolojisini kullanılırken Federal Havacılık İdaresi (FAA) 5G frekansını yine C bantta 3.7 GHz 4.2 GHz arasında belirlemiş. Aslında hikaye burada başlıyor. 5G frekansının üst limiti olan 4.2 GHz radio altimetre cihazının alt limiti 4.2 GHz referans aralığındaki kesişmeden mütevellit ihtimallerden konu gündeme geldi. ABD’de iki büyük operator var. AT&T ve Verizon. Her ikisine de bilgi gönderilerek, “Bu hususta tedbirlerinizi alın ve bunu bir müddet bekleyin” şeklinde 2021’in Aralık ayında bir bildiri yayınladı. Fakat bu iki büyük şirket “Bizlik bir problem yok” yaklaşımı sergiledi ve “Biz zaten kullanımıza devam ediyoruz” dedi. Birtakım ölçümler yapıldı. Şu anda oradaki hikayenin harareti düşmüş durumda. Çünkü mevzunun başlangıçta gündeme geldiği gibi olmadığı anlaşılmaya başladı.
Türkiye ve Avrupa’da ise 5G’nin havacılığa etkisi söz konusu değil. Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı’nında (EASA) dökümanlarında dikkat çektiği üzere Avrupa ve Türkiye’de 5G hizmetleri 3.4 GHz ile 3.8 GHz aralığındaki frekanslarda hizmet verecek. Yani 4.2’ye yaklaşmadığı için sorun olmuyor. Türkiye’de henüz 5G ihalesi yapılmadığı için resmi olarak bişey söylemek mümkün değil ama 5G geçtiğimizde büyük bir ihtimalle frekans aralığımız 3.4 ve 3.8 GHz olacak. Dolayısıyla Türkiye’de herhangi bir problem görünmüyor.
- 5G’nin uçaklara etkisi konusuda zaman zaman gündeme geliyor. Bu hususu nasıl değerlendirirsiniz?
ABD’de 5G tartışmaları olduğunda Avrupa Birliği (AB) ABD’ye giden çeşitli havayolu şirketlerine uyarılarda bulundu. Hatta 40’a yakın havayolu şirketi bu konuda tedbirler aldı. Hem havayollarına hem de uçak tiplerine göre uyarı yaptılar. Gözden geçirin dediler. Buna bağlı olarak ABD’nin havacılık otoritesi FAA de hem radyo altimetre üreticilerine hem uçak operatörlerine radyo altimetre segmentlerini değiştirin, üretimlerinizi buna göre yapın uyarısında bulundu. Ama Avrupa’da bu konu çok gündem oluşturmadı.
“ÇALIŞMALARIMIZ SONUCUNDA HAVACILIKTA 5G’NİN BİR SIKINTI OLMAYACAĞINI GÖRDÜK”
Biz de 2020’nin başında Türk Hava Yollarının (THY) ilgili daire başkanlıklarıyla ULAK Haberleşme’nin teknik birimdeki yetkili arkadaşlarımız bir kaç toplantı yaptı. Bu hususta bilgi birikimlerimizi THY’ye aktardık. Onlarında havacılık konusundaki bilgi ve tecrübelerinden istifade ettik. Herhangi bir problem oluşmayacağını tetkik edip, onlara da ilettik. Radyo altimetre cihazlarına etkisi, uçakların iniş ve kalkışlarında GSM operatörlerinin 5G baz istasyonlarının havalimanlarına yakın olması durumunda bir karışıklılığa sebep olup olmayacağını konuştuk. İncelemelerin neticesinde herhangi bir sıkıntı oluşturmayacağını tetkik ettik. Havacılık sıfır hata kurallarının hakim olduğu bir sektör olduğu için her türlü risk dikkate alınıyor. Ama çalışmalarımız sonucunda teknik olarak bir problem olmayacağını gördük.
“YERLİ VE MİLLİ BAZ İSTASYONU ÜRETEN ÜLKELERDEN BİR TANESİYİZ”
- Ülkemizi ilk yerli ve milli baz istasyonu ile tanıştıran ULAK Haberleşme A.Ş. ne zaman kuruldu, hissedarları kimler? Şu an teknoloji olarak hangi konumda?
ULAK Haberleşme A.Ş., Türkiye’de 2013 yılında dönemin Savunma Sanayi Başkanlığı’nda (SSB) proje olarak başlayan bir çalışma. ULAK Haberleşme son günlerde çok sık duyduğumuz millilik ve yerlilik kavramının ülkemizde başarıyla hayata geçiren bir şirket. ULAK Haberleşme bir baz istasyonu projesi olarak başlıyor ve 2007’de kurumsallaşıyor. Hissedarları ASELSAN, HAVELSAN ve Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) kuruluşu olan SSTEK. Aynı zamanda başarımızda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkilileri ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’un da katkıları oldukça Büyük. Ayrıca 3 operatörümüz; Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone da bizi ciddi olarak destekliyor.
Hali hazırda bu şirketlerimzle çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. 2G ve 3G’de Türkiye’de bu alanda kullanılabilecek teknolojik ürün yokken; 4,5G’de Türkiye, dünyada 4 ya da 5 ülkeden birisi konumuna geldi. Artık yerli ve milli baz istasyonu üreten ülkelerden bir tanesiyiz. Bu konumumuza Barselona’daki Mobile World Congress’te de şahit olduk ve ülkemize sağladığımız bu katma değerle de gurur duyduk. Türk mühendislerinin bunu yapabilmesi, bu ürünü çıkarabilmesi çok ciddi bir yetenek. Çok şükür halihazırda sahadaki iki bin baz istasyonuyla, 3 milyona yakın, 3 farklı GSM operatörünün müşterilerine hizmet veriyoruz. Aynı şekilde Evrensel Projesi’nin de 1 ve 2’sinde yer alıyoruz. Evrensel 3 Projesi’nin ise tamamında ULAK baz istasyonu olacak. İlgili otoritelerin almış olduğu kararla yaklaşık 1100 noktada (saha çoğalabilir) ULAK baz istasyonuyla 3 operatörün ortak olarak vereceği hizmete katkı sağlayacağız.
“YENİ BİR İHRACAT SÖZ KONUSU”
- ULAK baz istasyonuna yabancı ülkelerden de ilgi söz konusu. Şu ana kadar hangi ülkelere ihracatınız oldu?
Evet yurtdışına da ihracat gerçekleştirdik. 2 ülkeye ULAK baz istasyonu gönderdik. Türk Cumhuriyetlerinden birine ve Afrika’da önemli bir ülkeye ihracat yaptık. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı nezdinde bir ülkeyle daha bir ihracat anlaşmasına imza atmamız söz konusu. Ayrıca yakında Türk Cumhuriyetlerinden birine daha yine ULAK baz istasyonu gönderebiliriz. Balkanlar’da da görüştüğümüz ülkeler var. Balkanlar’da 2 ülke bizimle ciddi bir şekilde ilgileniyor. Onlara şu an 4,5G’de teknik destek olarak önemli katkılarda bulunuyoruz. Bizi heyecanlandıran kısım ise 5G ve 6G’deki çalışmalarımız.
“DÜNYADA BU İŞİ YAPABİLEN MASKİMUM 4 ÜLKEDE 5-6 ŞİRKET VAR”
- Türkiye telekomünikasyon alanında yaptığı atılımlarla nasıl bir farkındalık oluşturdu. Küresel ölçekte algımız, konumumuz nedir?
ULAK Haberleşme olarak 4,5G baz istasyonuyla işe başladık, ama çekirdek şebeke tarafında çalışmalarımız da var. Şu an kendi yerli operatörlerimizle bizim çekirdek şebekemizi değerlendiriyoruz. Mühendislerimizin vermiş olduğu katkılar çok önemli. Çünkü dünya üzerinde rekabet ettiğimiz firmalar yıllarca bu işe yoğunlaşan uluslararası büyük firmalar. Ama 10 yıl bile olmadan serüvenimizin bu noktaya gelmesi, ülkemize katma değer oluşturması önemli bir husus. Başlarda çalışmaların bu noktaya geleceğine inanmayanlar da oldu. Ancak daha gidecek çok yolumuz var. Tüm çalışma arkadaşlarımız, bizler milli ve yerli ürünümüzü geliştirmek için geceli gündüzlü çalışıyoruz. Ayrıca 5G’de içinde önemli adımlarımız söz konusu. Türkiye’de önemli bir teknoloji firmasından özellikle baz istasyonu yazılımı yapan Türk mühendislerin büyük bölümünü ULAK Haberleşme çatısı altına alarak ULAK’a transfer ettik. Bu önemli bir operasyon adımıydı. Çok şükür onlar şu an ULAK bünyesinde yazılımlarını, geliştirmelerini yaparak operatörlerden gelen geri dönüşler üzerinde yoğun çalışıyorlar. Bu girişimler ve çalışmalar çok kıymetli. Zira dünyada bu işi yapabilen maksimum 4 ülkede 5-6 adet şirket var. Yakın zamanda ABD’den önemli bir firmayla bu konuda önemli bir anlaşma imzaladık. İnşallah yakın gelecekte ULAK’ı ABD de göreceğiz. 2023-2024’te çok daha önemli adımlar atacağımıza inanıyorum.
372 PERSONELİN YÜZDE 92’Sİ MÜHENDİS
ULAK Haberleşme’de ne kadar mühendis ve personel istihdam ediyorsunuz? Hedefiniz nedir?
ULAK’ta 370 personelimiz var. Bunun yüzde 92’si mühendis. Çoğu da yazılım mühendisi, bilgisayar mühendisi, elektronik mühendisi. Biz özellikle bu son dönemler temel bilimlerle ilgilenen arkadaşları davet edip onları ailemize katmaya gayret ediyoruz. Matematik, fen, fizik, kimya gibi alanlarda eğitim almış adaylarımızla da yakından ilgiliyiz. Çünkü onların yazılıma olan yatkınlığının da çalışmalarımız için kıymetli olduğunu değerlendiriyoruz. Özellikle iletişim alanında var olabilmemizin göstergesi ürün çıkarabilmektir. Bu çok önemli. Tasarlamak bazen kolay olabiliyor, ama ürünü çıkarmak ciddi bir emek istiyor ve pes etmemek gerekiyor. Sürekli üzerine gitmek, sürekli yenilemek lazım. Bu sayede ULAK Haberleşme etrafında bir ekosistem oluşuyor. Böylece start-uplar da ortaya çıkıyor. Üniversitelerle de yakın ilişki içerisindeyiz. Çeşitli ülkelerden otoriteler de bizi yakından takip ediyor. Aynı şekilde biz de Dünyayı takip ediyoruz. GSM operatörlerimiz de bu hususta bize destek veriyor.
Yurtdışına yönelik nasıl bir açılım stratejiniz var?
Mesela yakın zamanda Türk Telekom International (TTI) firmasıyla Dubai’de bir anlaşma imzaladık. Bizim 5G teknolojisinin başka bir ismi olan Yazılım Tanımlı Ağ Teknolojisi (SDN) diye bahsedilen Software-Defined ağımız var. Onu TTI ile beraber kıta Avrupa’sına ve portföyünde bulunan yüzlerce operatöre götürebilme kurgusunu yaptık. Bu şekilde yoğun çalışma tempomuz devam ediyor.
“ÜLKEMİZİN 5G’YE İHTİYACI ACİL OLARAK YOK”
ULAK Haberleşme ve Türkiye 5G’nin neresinde?
Dünyada “Biz 5G’ye geçtik” diyen ülkelere baktığımızda aslında onların da ağırlıklı olarak endüstri tarafında kullandığını görüyoruz. 5G bir derya aslında. Şu anda akıllı fabrikalarda kullanılıyor. Robotların akıllandırılmasında ve üretim komponentlerinin geliştirilmesinde de kullanılıyor. Gecikmenin düşürülmesinin önemli olduğu ‘use case’lerde kullanılıyor. Dolayısıyla şimdilik bireysel kullanım için ülkemizin 5G’ye ihtiyacı acil olarak yok. Çünkü operatörlerin size sunmuş olduğu altyapıda teknoloji olarak ve baz istasyonu olarak uçtan uca baktığınız vakit 300 megabitler seviyesinde yeterli hizmet veriliyor. Önümüze yapay zeka, siber güvenlik, artırılmış gerçeklik, metaverse gibi yeni dünyalar açılıyor. Yeni jenerasyon hız istiyor. Gecikmeye tahammül edemiyor. Dolayısıyla 5G özellikle eğitim teknolojilerinde olmazsa olmaza konuma geliyor.
“MİLLİ ÜRÜNÜNÜZ OLDUĞU ZAMAN ÜLKENİZ GÜVENDEDİR”
Öte yandan 5G aynı zamanda yatırım demek, maliyet demek. Fiberiniz olacak, cihazınız olacak, komponentleriniz olacak. En önemlisi de güvenli olacak. Milli ürününüz olduğu zaman ülkeniz güvendedir. Olmadığı zaman da o güvenliği almak zorundasınız. Dijital dünya çok ilginç. Biz de buna kafa yoruyoruz. Ayrıca ülkemizde 5G’de bizim gibi çalışma yapan ciddi başka firmalar da var. Ümit ediyoruz bizlerle beraber onlar da bu komponentleri geliştirmede gayret gösterirler. Biz 2022’nin sonlarında 5G komponentimizi yaptıktan sonra kamuoyuyla paylaşacağız.
Ayrıca 5G’de frekans ihalesinin takvimini T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı belirleyecek, BTK da yapacak. İhaleden sonra ise sadece ULAK Haberleşme değil, 5G için gerekli ürünlerin milli olarak ülkemizde yapılıyor olması ve fikri mülkiyet haklarının da bizde olması gerekir. Böylece ülkemiz hem güvenlik meselesini çözmüş olur hem de katma değer oluşturulur. İhracata yönelik büyük ses getirmesi için de elimizdeki yüksek teknoloji ürünler bir fırsat sunar.
“5G İÇİN FİBER ALTYAPINIZ OLMASI GEREKİYOR”
Türkiye’nin şu an 5G’ye geçmesi doğru mu? Veya sizce doğru zaman nasıl tespit etmek gerekir?
Biz bu ürünleri çıkarıyor olsak bile 5G’ye ülke olarak geçmemiz doğru mudur? Bunu tartışmak lazım. Bunu operatörlerle de konuşuyoruz. 3 büyük operatörden ikisi 5G’ye geçmenin erken olduğunu söylüyor. 5G için fiber altyapının yapılması gerekiyor. Bu ciddi bir yatırım. 5G komponentiniz, radyonuz, şebekeniz olsa bile ona uygun transmisyonu sunmadığınız vakit çok kıymeti olmuyor. Bununla beraber kullanılan cihazların da 5G’ye uygun olması lazım. Ülkemizde yaklaşık 70 milyon cihazın, cep telefonun olduğunu düşünün. 5G’ye geçtiğiniz vakit ona uyumlu cihazlar olması lazım. Bu da çok büyük bir maliyet. Bunlar hesap edilmesi gereken konu başlıkları.
Biz 5G’ye geçiş hazırlıkları çerçevesinde 2022’nin sonuna doğru radyo komponentlerinde, 2023’te ise çekirdek şebekesi kazandırmış olacağız. 5G sadece “radio access network” demek değil. Çok daha ötesi söz konusu. Yazılım katmanları ve çeşitli detayları var. Madencilikte, denizcilikte bu teknoloji deneniyor. “Private network” denilen özel alanlar oluşturuluyor. Bir takım organize sanayi ekipmanlarının yoğun olduğu yerlerde “dark factory” denen karanlık fabrikalarda 5G teknolojisi kullanılıyor. Gecikmenin düşük olduğu, 1 milisaniye, 2 milisaniye olan yerlerde konumlandırılıyor. Dolayısıyla dünya 5G’yi 2023-2024-2025’lerde olgunlaşmış haliyle görecek. Bize göre Türkiye’de 4.5G’nin her bir birimi için yaşam döngüsü söz konusu. Ülke olarak teknolojiyi çok yakın takip eden ülkeler sıralamasında önde geliyoruz. Dünyada halen 3G ile tanışmamış ülkeler var. 4.5G’de ise bizim için büyük pazar olabilecek ülkeler var. Biz ülkemizin milli ve yerli üreticilerinden biriyiz ve 5G’yi de yetiştirelim diye gece gündüz çalışıyoruz.
Telekominikasyon sektöründe yüksek teknoloji ürün geliştirirken en fazla sıkıştığımız hususlar neler?
Tartışmasız insan kaynağı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bunu kısa süreli serüvenimize bakıp, Güney Kore’yi, Singapur’u, Malezya’yı, Amerika’yı Çin’i Finlandiya’yı incelediğimizde insan kaynağı olduğu ortaya çıkıyor. Ülkemiz bu anlamda ciddi bir ülke. Çok disiplinli bir ülke. Çok farklı ürünler çıkarabiliyoruz. Bizim mühendislik olarak Türkiye’de yapamayacağımız herhangi bir şey yok. Fakat insan kaynağını tutmamız, muhafaza etmemiz gerekiyor.
ULAK Haberleşme olarak havacılık sektörüne yönelik çalışmalarınız var mı?
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğüyle görüşüyoruz. Genel Müdür Hüseyin Keskin Bey de bizleri destekliyor. Çeşitli projelerde, terminallerde nasıl birlikte olabiliriz, nasıl işbirliği yapabiliriz diye konuşuyoruz. Biz bir teknoloji şirketiyiz. THY ile fikir alış verişinde bulunmak bile bizim için önemli. Böylece telekomünikasyon alanında Türkiye’de otorite olabilecek, soru sorulabilecek, danışılabilecek bir yapı olarak ortaya çıkıyoruz. Ayrıca havalimanlarında bagaj takibi, yolcu takibi gibi birçok alanda telekomünikasyon ürünleri kullanılıyor. Endüstride kullanılacak olan 5G’nin gecikmeyi düşürmesi ve hızın yükseltilmesi sebebiyle havacılığın birçok noktasında hayatımız daha konforlu bir hale dönüştürecektir. Mesela şu anki baz istasyonumuzun teknolojisi yüz tarama sistemlerine, yapay zekayla donatılmış kameralara hizmet verecek seviyede. Tanımlanacak ihtiyaçlara göre de yeni ürünler ve sistemleri geliştirecek tecrübe ve birikime sahibiz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.