Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, Covid-19 salgınının şirketi etkilemediğini, yıl sonunda yüzde 23’lük bir büyüme elde edeceklerini söyledi.
TUSAŞ Genel Müdür’ü Temel Kotil, Milli Muharip Uçak’ın çalışmalarında aksama olmadığını ve 2023’te hangardan çıkacağını açıkladı. Öte yandan Arjantin ve Türkiye arasında yakın zamanda gerçekleşecek SMALL GEO uydu anlaşması yapılacağını ilk kez duyuran Kotil, şirketin çalışmalarını Haber Aero’ya değerlendirdi.
THY Covid-19 sonrası kendine gelir
Sivil havacılık sektörü Covid-19 pandemisi’nden etkilendi. Boeing ve Airbus’ın da bu durumda üretimleri etkilendi. Biz bu krizin geçici olduğunu düşünüyoruz. Biliyorsunuz, benim Türk Hava Yolları(THY) tecrübem var. 2009 krizi yaşadık, 2003’teki Rakka olayını yaşadık. Havacılık sektöründe bir düşüş olursa, sektör toparlandığında adeta o düşüş olmamış gibi kendine geliyor. Havayolları virüs ortadan kalktığı zaman(süreleri ben konuşacak pozisyonda değilim) bıraktığı yerden devam etmiş gibi aradaki eksiklikler tamamlanmış olur. Boeing, Airbus ve diğer uçak üreticilerinin kapasite azaltmaları söz konusu ama bunu fazlasıyla yerine koyacaklar. 2003’te olduğu gibi kapasite artırarak(Boeing o zaman kapasite kesmişti, fakat Airbus kesmemişti)devam edecektir. Bu durumun geçici olduğunu düşünüyorum.
Milli Muharip Uçak ve Atak çalışmaları devam ediyor
Bizim yatırımlarımız açısından, eleman alışımız açısından hiçbir değişiklik olmadı. TUSAŞ daha çok özel bir şirket. Neden özel? Çünkü biz daha çok savunma sektörüne çalışıyoruz. Devletimizin bize yap dediği Milli Muharip Uçak, Atak-2 olmak üzere birçok projemizin çalışmaları sürüyor. Bizim portföyümüzün yüzde 70’i savunma sektöründen oluşuyor ve müşterisi de devletimiz. Daha hızlı yapıp daha hızlı piyasaya sürmek istiyoruz ki kriz bitince daha hazır olalım.
2020’de de yüzde 23 büyüyeceğiz
Boeing ve Airbus’a sadece yüzde 25’lik bir kısımdan üretim yapıyoruz. Bu bir miktar etkilenecek. Biz kapasite kesmedik, işlerimiz devam ediyor, tesislerimizi büyütmeye devam ediyoruz, eleman alımı yapıyoruz ki yarın bugünden iyi olacak. Bizim şirketimizin özeli ’Durmak yok, yola devam’ anlayışıyla çalışıyoruz. Bu yıl yüzde 23 bütçelemiştik, geçen sene yüzde 43 büyüdük. İnşallah bu sene de yüzde 23 büyüyeceğiz.
Personeli A ve B grubu olarak ikiye böldük
İlk günler nasıl yapacağımız bakarak geçti. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın, “Çalışanların yarısı evde tutulsun yarısı çalışsın” dedikten sonra biz şunu yaptık. Yönetici olarak müdür ve yukarısı bir ay iznini şirkete bağışladık. Bizim var olan izinlerimiz vardı ve dedik ki bu sene izin yapmıyoruz. Ve personelimize de dedik ki; “bir aylık izninizi evde geçireceksiniz.” Personeli ikiye ayırdık A ve B olmak üzere. Personelimizin B kısmında olanlar iki hafta evde kaldı. Sonra A grubu evde kaldı ve onlarda artık geldi. Dolayısıyla bizim mesafeler açılmış oldu. Mühendis ağırlıklı bir şirketiz biz arada bir kişi boşaltmış olduk. Maske takmaya hemen başladık. Şirketimizin girişlerinde kameralarla vücut sıcaklığı kontrolü yapıyoruz. Havalimanlarında yurt dışlarında olduğu gibi. Sabah işe gelirim nizamiyeden geçerken ateşim ölçülür eğer değerler yüksek çıkarsa eve gönderilirim. Bütün tedbirleri aldık. Hijyen konusunda, yemekhaneleri ilk günden kapattık zaten, kumanya sistemine geçtik. İlk iş personelin moral ve motivasyonunu yüksek tutmak. Sosyal mesafeyi koruyarak görevliler çalışanlara bu menüleri dağıtıyorlar. Menülerin içine çikolata koyuyoruz. Normal menülerimizde bulunmaz.
Tüm tedbirlerimizi aldık
Biz şunu çok iyi çalıştık. Güney Kore bu işte en önce tedbir alan ülkelerden biri. Oradaki şirketlerle görüşmelerimiz oldu. Telekonferans yaptık, görüşlerini aldık. Bu işte başarılı Japon şirketleriyle görüştük. Yeni bir dünya var ortada artık. Bu virüsün kalıcı izleri de var. Bir çok cana mal oluyor. Allah korusun tedbirlerimizi alalım. Ama öğrendiğimiz şu: Bundan sonra personeline sahip çıkan şirketler başarılı olacak. Personelinin sağlığına sahip çıkan. Titiz ve temiz olan. Türkler için zor bir şey değil bu. Ve işçinin moralini bozmadan çalışan şirketler başarılı olacaklar. Olana üzülüyoruz ama bir sıkıntı çekmiyoruz. THY Genel Müdürlüğü yaptığım dönemde şunu diyorduk: Kriz bütün dünyayı etkiliyorsa problem yok. Kriz lokalse yani ülkemizde veya şirketimizdeyse o zaman problem var. Şu an şirketimizin adam saat kaybı yok. İnşallah Mayıs sonu rahatlar. Rahatlamazsa başka çözüm bulacağız. Ama günün sonunda yüzde 23’lük ivmeyi tutturacağız.
MMU 2023’te hangardan çıkacak
Milli Muharip Uçak 2023’te hangardan çıkacak. 2021’de PDR’ı bitiyor. Bugün hatta toplantıda gözden geçirdik eksiklerimizi. Ne durumda olduğumuza baktık. Gökbey’i 29 Ekim 2020’de teslim edeceğiz inşallah. Sertifikasyon uçuşları devam ediyor. Sivil Havacılık sertifikasyon sürecinde tele konferansla çalışıyoruz. Burada bir gevşeme söz konusu değil. Biz içi dönük bir şirketiz ürünler içeride yapılıyor. Dünya bu aralar şunu da kontrol ediyor. Acaba içerden çalışabilir miyiz, bilgisayar sistemleri, yeni modern teknoloji, eğitim sistemleri aslında dünya yeniden harmanlanıyor. Boeing ve Airbus için yarım milyon dolarlık ihracat yapıyoruz diyorduk. Burada onların talebinde bir gevşeme olabilir ama henüz yok. Bu işte resimden çıkacak firmalar var. İnşallah Türk firmalar olmaz.
Nakit ihtiyacımız yok
Bu aslında hem sıkıntıyı hem fırsatı içeren bir ortam. Ekonomik olarak iyi durumdayız. Nakit problemi olan bir şirket değiliz. Bu krizi avantaja dönüştürebiliriz. Tedbir almak gerekiyor ama korkmamak lazım. Ben Temel Kotil olarak işim olamadığı zamanlar evde kalıyorum, çıkmıyorum. Sağlık kurulumuz var çalışanlarımıza mail atıyoruz. Kendinize dikkat edin, kollayın… Tedbir ayrı korkmak ayrı konular. Şirketlerin ekonomik olarak korkmaması gerekiyor. Tabi ki problem var. Personelin 2020’de ne kadar çalışacağı planlandıysa bu performansı yıl sonuna kadar çalışarak kapatabilir. O yüzden bu virüsün bize üretim olarak engeli yok, zararı yok. Genel Müdür olarak bana da çok görev düşüyor. Direksiyonu iyi tutmak gerekiyor ve morali iyi tutmak gerekiyor. Benim işlerim beni burada bekliyor. Şu an Boeing-Airbus küçük siparişleri gecikse diye bir derdimiz yok. Yapılacak çok işimiz var.
Türkiye-Arjantin ortak girişimi kontratı imzalayacağız
Bir çok tesisi bu olaylar olmadan bitirmiştik. Uzayla ilgili çok muazzam test ve üretim yerimiz var daha önce biten bir tesisti. Virüs öncesinde de mühendislerimizi koyduğumuz çok güzel bir bir yer yaptık ve orayı da bitirmiştik. Uzay tesisinin bir eksiği yok şu an. Türksat 6-A projesi yoluna devam ediyor. Uzay çalışmalarımızda kesinti yok. Uyduyu yaptığımız yere koronavirüsün girme şansı yok. Yüksek basınçlı bir yer ama tabi sosyal mesafeyi korumaya çalışıyoruz. Biz bu ara Arjantin’le bir şirket kurmuştuk INVAP’la. Bu bir ortak şirket SMALL GEO dediğimiz Türksat 6-A büyük uydu oluyor bunun bir küçüğü ama fonksiyon olarak yakın bir uydu ve yeni teknoloji. Yakında uluslararası bir satışa imza atabiliriz. Arjantin’le beraber yakın zamanda bir kontrat imzalayabiliriz. Uydu satışı yapıyoruz bu krizde. Bir iki ay içinde ilan edeceğiz. Biz şu an dünyada iş kovalıyoruz. Kabuğumuza çekilme durumumuz yok.
Aksungur ne durumda?
Aksungur entegrasyon çalışmalarını bitirmek üzere. Tabii uçuşlar biraz daha zorlaştı. Yalnız TUSAŞ’ın yaptığı işler değil biz uçuşa giderken diğer unsurlara da ihtiyacımız oluyor. Test uçuşları bu virüsten dolayı akşamüzeri olabilir ama bir gevşeme söz konusu değil. Başka ürünlerimiz de var. Biz o ürünlerin satışı gerçekleşmeden sizlerle paylaşamıyoruz. Hem bizim insansız uçak grubumuz, hem sabit kanat eğitim uçağı Hürjet grubumuz aynı şekilde çalışmalarına devam ediyor. En iddialı kısım şu olacak. Adam-saat diyoruz ya bizim üretimdeki mühendisler adam-saat şeklinde çalışıyor. Ben bu 2020 bütçesinde adam-saat planını tutturursam yüzde 23 büyüyeceğim zaten. –Marifet bu ortamda dolar bazında bahsetiyorum.–
Lockheed Martin’in bizden büyük bir destek alması söz konusu
Yeni bir hayat var ve yüz yüze görüşme mümkün olmuyor. Tele konferansın çok fonksiyonel olmuş olduğunu gördük. Ben IT ve bilgi teknolojilerine uzak bir insan değilim. Ama bu virüs gösterdi ki uzakmışız. Artık hafta sonu, gece, sabah diye kavramlar yok artık. Bir düğmeyle istediğiniz toplantıyı yapıyorsunuz. Hem birlikte hem de uluslararası bazda yapıyoruz. Hem Airbus’a hem Boeing’e çok yakın duruyoruz. Lockheed Martin’in bizden büyük bir destek alması söz konusu. Devletten nakit istiyoruz gibi bir şey akıllara gelmesin, TUSAŞ olarak iyi durumdayız. Bütün dünyada savunma sektörü çalışıyor. Fransız Milli Savunma Bakanlığı’nın bir bülteni vardı. Bu bültende çalışma zamanının öneminden bahsetiyor, savunma sanayine virüs engel değil. Ama personelin sağlığı başımızın üzerinde.
Şu an evden çalışma sistemi içerisinde değiliz. Ama bunun için çok özel bilgi teknoloji altyapıları mevcut. İş Bankası Genel Müdürü’yle konuştuk onların iyi bir altyapıları var. Binlerce kişi evden çalışabiliyor. Biz o yapıları da ediniyoruz. Bir mühendis burada çalıştığı gibi evinden çalışabilecek. Bütün bunlara sahip oluyoruz. Aslında bu virüs insanlara zor şartlar altında çalışmayı öğretti.
Cumhurbaşkanlığı ve SSB’ye bağlandıktan sonra daha güçlendik
Türkiye’de 4 büyük dediğimiz şirket var. Biz varız, Kale Grubu var TEİ var ve ALP Havacılık var. Bu sektörde yani Aerospace’de 4 büyük bizleriz. İnşallah daha büyük şirketler olur. Biz bu 4 büyükle organize olmaya başladık. Aselsan, Roketsan ve Havelsan ile iş birliğimiz zaten baki. Yalnızca uçan araçlar yapanlardan bahsetiyorum. Biz Türkler bir arada olmamız gerekiyor, daha çok iş paylaşımı yapmamız gerekiyor. Biz şimdi diğer şirketlere tasarım dahil iş vermeye çalışıyoruz. Bir an önce bu projelerin bitmesi gerekiyor. TUSAŞ olarak bitirmek zorunluluğumuz olmasada bu şirketlere nasıl bir iş paketi verebiliriz diye moda girdik. Vakıf şirketlerinde çok daha özel bir durum var. Türkiye’nin savunma sistemi bir ekosistem oluşturdu. TUSAŞ tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örnek vermek gerekirse bizim İHA’larımız, uçaklarımız veya Atak’larımız için Roketsan’ın ürettiği füzeler yoksa bir işe yaramıyor. Türkiye bunu iki tarafıyla yapabiliyor. Biz uçanı yapıyoruz diğer bir şirketimizde üzerindekileri yapıyor. Aselsan avionik veya elektronik harp sistemleri yapıyor. Havelsan ise entegrasyon yapıyor. Bu ekosistem Savunma Sanayi Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı’na bağlandıktan sonra savunma sanayii olarak güçlendik. Bu ekosistemi virüste etkileyemez başka bir şeyde etkileyemez. Savunma şirketleri ülkelerin savunması için vardır. Bu virüsün bizim hayatımıza getirdiği zorluğun çok daha fazlası olsa bile biz önlemlerimizi alıp 7-24 çalışacak şirketleriz.
Gökbey için 1600 beygirlik turboşaft motoru denemelerini yapıyoruz
Gökbey için 1600 beygirlik turboşaft motorunu denemelerini yapıyoruz. İnşallah teslimatlarını ilerleyen sene içinde yapmaya başlayacağız. İlk denemeler için tabi ki. Ama Türkiye’nin bilmesi gereken şu; savunma sektöründe motorunu da, avionikleri de sen yapacaksın, yani uçuşu sağlayan elektrikleri de, kompozit malzemenin ham maddesini de yapacaksın. Bunlarda bayağı bir ilerleme var yüzde 70-80’lere gidiyoruz yerlilik olarak. Ama yüzde 100 olmadıktan sonra sorun var. Yüzde 100 olamamamızın sebebi beceriksiz olmamız değil. Bunlar vakit alıyor bir süreç geliştirmeniz gerekli. Çok defa tekrardan sonra yüzde 100’e geliyorsunuz. Ama herkes şunu bilsin. Virüs olsa da olmasa da savunma sektörü her zor şartta gerekirse 7-24 çalışacak durumda. Kompozit tesisimiz bitiyor. 200 milyon dolar yatırım yaptık. Dünyadaki en büyük 4 tesisten bir tanesi. Temmuz gibi burayı bize verecekler bizde içine cihazlar koymaya başlayacağız ve sonrasında üretime başlayacak. Millet bir taraftan kısıyor biz artırıyoruz. Demek ki işlerin bize gelmesi gerekiyor. Fırsatçı gözükmeyelim ama Türkiye için fırsatçı olmak lazım. Motoru yapacağız bundan kimsenin şüphesi olmasın sadece vakit alıyor. İçerideki sıcaklık bin 300 bin 400 derece. Bu sıcaklıkta o motorun 15 bin tonluk bir kuvvet oluşturması gerekiyor. Gözümüz korkmuyor ama vakit verilirse yapacağız.
British Aerospace’le olan süreci SSB yönetiyor
British Aerospace’le olan anlaşmalar daha netleşmedi. Bu süreci Savunma Sanayii Başkanlığı yürütüyor. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’den Allah razı olsun. Ona dedim ki:” Bir ekosistem var, bütün başkanlara raporluyor, vakıf şirketleri var, fonu geliyor. Allah razı olsun devletimizden. Bizde çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye kendi tarafını yapıyor ama uluslararası bir anlaşma yok. Atak’la ilgili Pakistan tarafıyla bir uzatma teklifi aldık. Bize bekleyelim dediler. Amerikan senatosundan onay bekliyoruz. Bu virüs dünyadaki bütün ülkeleri yakın yapıyor birbirine. Şirketler birbirine daha çok muhtaçlar. TUSAŞ olarak büyüyen bir şirketiz. Yani doyuma gelmiş bir şirket değiliz. Ama bizim muhattap olduğumuz uluslararası şirketler mesela Honeywell’den istiyoruz. Bu şirketler işleri yapmış bitirmişler ve rahat etmişler. Krizlerin onları etkilemesi bizim gibi olmuyor. Biz yokuş çıktığımız için kriz gelince bir adım dinlenebiliriz. Ve yine çıkacağız. Onlar yukarıda oldukları için aşağı inmek yukarı çıkmaktan daha zordur. Bu virüs şunu gösterdi. İnsanlar daha düzgün olmak zorunda, daha çok çalışmak zorunda, kendisini daha fazla korumak zorunda, şirketler daha düzgün olmak zorunda, daha çok çalışanını korumak zorunda. Bir de uluslararası şirketler el ele tutmak zorunda. Artık TUSAŞ kimdir ben o şirketle çalışmak istemiyorum diyecek olanın olduğunu sanmıyorum.
Kaynak: Haber Aero
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.