Milli uçaklarla sıfırdan hava kuvveti kurulabilecek

Türk savunma sanayisi, bünyesinde geliştirilen temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, jet eğitim uçağı HÜRJET ve milli muharip uçak KAAN ile sıfırdan bir hava kuvveti oluşturabilecek ürün çeşitliliğine ulaşacak.

HÜRKUŞ Baş Test Pilotu Murat Özpala, HÜRKUŞ ile başlayan, HÜRJET ile devam eden, milli muharip uçak KAAN ile taçlandırmaya ant içtikleri bir uçak geliştirme serüveni olduğunu söyledi.

“HÜRKUŞ bizim ilkokulumuz, ortaokulumuz, uçak yapmayı öğrendiğimiz, o anlamda çok kıymetli bir platform” diyen Özpala, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı için farklı bir HÜRKUŞ boyaması yaptıklarını, bir yandan da HÜRKUŞ-2 altında yeni bir uçak ürettiklerini bildirdi.

Özpala, üretilen 15 HÜRKUŞ-B uçağının yabancı müşterilere satıldığını ifade ederek, “Hava Kuvvetlerinin de bir anlamda fedakârlık göstermesiyle uçakları dış ülkelere satıp, devamında yeni nesil bir HÜRKUŞ üretimi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

HÜRKUŞ’un Türkiye için öneminin çok fazla olduğunu vurgulayan Özpala, şöyle konuştu:

“Çünkü insanlı uçaklarda HÜRKUŞ ile insansız uçaklarda da ANKA ile başlayan, helikopterde ATAK ile başlayıp GÖKBEY ile devam eden muhteşem bir hamle var. Dünyanın hiçbir havacılık şirketinde böyle döner kanat, sabit kanat ve insansız hava aracı platformlarının bu kadar çeşitli ürün yelpazesiyle bir arada üretildiğine tanıklık edemezsiniz. Böyle bir şirket yok dünya üzerinde. Airbus’a gidersiniz sadece yolcu uçağı üretir, Bell’e gidersiniz sadece helikopter üretir ama TUSAŞ şu an bu hava araçlarının uydular dahil, hedef dronlar dahil hepsini üretiyor. Bunu yaklaşık 14 bin 500 personelle ki bunun 6 bini mühendis. 6 bin mühendisin de 5 bini 30 yaş ve altında gencecik mühendisler. Bugün gördüğünüz ürünlerin tamamı milli muharibine kadar o gencecik çocukların hayalleri, dinamizmleri, inanışları ve o inancın, o bağlılığın, o aidiyetin aslında somut ürünleri. Yani işçisinden teknisyenine, mühendisinden yöneticisine kadar burada 14 bin 500 kişilik ciddi bir üretim ordusuyla bu işleri yoluna koymaya çalışıyoruz. ‘İstikbal göklerdedir’in gereğini bir anlamda aslında yapmaya çalışıyoruz. Gecikmiş de olsa en azından bizim neslimize nasip olduğu için çok mutluyum, çok gurur duyuyorum.”

“HÜRKUŞ’un başarısı herkesi şaşırtacak”

Murat Özpala, HÜRKUŞ’un bugüne kadar 2 bin saatten fazla test uçuşu yaptığı bilgisini verdi. HÜRKUŞ çok uygun bir platform olduğu için 4 farklı varyanta bölündüğüne işaret eden Özpala, şu değerlendirmede bulundu:

“Silahlandırılıyor, çeşitli sistem sensörü özellikleri kazandırılıyor, Deniz Kuvvetlerinin bile ihtiyaçlarını karşılayacak HÜRKUŞ modelleri çalışılıyor, Sahil Güvenliğin vesaire. Kamuoyunda çok fazla bilinmeyen tarafları var işin. O anlamda HÜRKUŞ çok ciddi bir platform. Her ne kadar geliştirme faaliyetleri, bu diğer özellikleri kazandırma faaliyetleri çok zaman alıcı olsa da aslında havacılık anlamında çok uzun olmayan bir süre içinde bütün bu varyantları biz geliştirdik. Kabaca 10 yıl diyebilirim. Yani inanın önümüzdeki birkaç yıl içinde HÜRKUŞ’un ulaştığı başarı herkesi şaşırtacak. Bunu o yıllar içinde HÜRJET ve milli muharip uçağın da ulaşacağı olgunlukla birleştirdiğimizde, bir ülke gelip de bize hava kuvvetlerini sıfırdan kurmak istiyorum dese, başlayacağı, devam edeceği ve en ileri seviyede 5. Nesil bir savaş uçağıyla birlikte harp edebileceği bütün hava kuvvetini biz Türkiye olarak elimizdeki uçak envanteriyle kurabilecek duruma geleceğiz. Buna çok az kaldı. Yani bu çok büyük bir kabiliyet. Dünya üzerinde böyle bir kabiliyet 3 ülkede var. Üçten biriyiz yani. Bu anlamda çok ciddi bir kabiliyet. Şu an tohumların yeşerdiğini, filizlendiğini görüyorsunuz. Onların ağaca doğru evrildiğini, çınarlaştığını, gövdelerinin kalınlaştığını, dallarının güçlendiğini, yapraklarının yemyeşil olduğunu inanın göreceksiniz, çok az kaldı.”

HÜRKUŞ-2’nin parçaları üretiliyor

Özpala, HÜRKUŞ-2’nin şu anda yapısal parçalarının üretilip bir araya getirildiğini bildirdi. “Bugüne kadarki deneyim ve tecrübeyle HÜRKUŞ’u bizi çok daha fazla onurlandıracak, gururlandıracak bir uçak haline getiriyoruz.” diyen Özpala, şunları kaydetti:

“Bir F-16 uçağı 1974’te yaptı ilk uçuşunu ama hala Blok-70 olarak yeni F-16’lar üretiliyor. Dolayısıyla bir platformu ürettiğinizde onun işi bitmiyor. O yüzden uçağın arkasında ‘eksperimental’ yazımız hala duruyor. Bu bir deneysel uçak, geliştirmeye devam ediyoruz. Bunun anlamı bu. Deneyler yapmaya, üzerinde çalışmaya, özellik ve sistem kazandırmaya devam ediyoruz. Burada bazı denediklerimizi HÜRJET’e, milli muharip uçağa aktarıyoruz. Başka platformlardan aktardıklarımızı buraya getiriyoruz HÜRKUŞ’ta da deniyoruz. Bu aslında süregelen bir süreç. HÜRJET ve milli muharip uçakta da göreceksiniz, çeşitli blok numaraları olacak. Yıllar içinde sürekli özellikler kazana kazana bir çocuğun genç bir savaşçıya dönüştüğü gibi olgunlaştıklarına hepimiz şahit olacağız. HÜRKUŞ bunların ilki aslında. Bu anlamda en hızlı gideni de diyebilirim. HÜRJET ve milli muhariple ilgili geliştirmelerin alacağı zamanlar 1-2 sene değil. Bazıları 10 yıllar sürecek çalışmalar içeriyor. 2040-2050’lere kadar uzanacak bir ürün geliştirme sürecinden bahsediyoruz. Bu anlamda HÜRKUŞ da 10 yıllık hikayesiyle seri ürün olgunluğuna henüz ulaştırdığımız ama bizi ciddi anlamda gururlandıracak ilk ürünümüz.”

“HÜRKUŞ-2 için 1 yıla ihtiyaç var”

Murat Özpala, HÜRKUŞ-2’nin gelecek yıl bu zamanlarda gökyüzünde görülebileceğini, kabaca 1 yıla ihtiyaç olduğunu ifade etti.

HÜRKUŞ’un Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel boyamasına ilişkin de bilgi veren Özpala, şöyle dedi:

“Uçağın üzerindeki boya Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını düşünerek benim şahsen üzerinde oturup çalıştığım bir tasarım. Kendi kullandığım kırmızı-beyaz bir kaskım var. Kafamdaki, hayalimdeki HÜRKUŞ deseni, o kaskın üzerindeki deseni uçağın üzerine uyarladığım bir tasarım aslında bu. Önde Anadolu Kartalı’nı, hür bir kuşu temsil eden bir kartal ile arkada bir akrebi birleştirdim. Yani özgürlüğü, bağımsızlığı temsil eden bir kartalla gerektiğinde ciddi anlamda sıkıntı yaratacak şekilde silahlanıp bir akrep gibi düşmanına zarar verebilecek kabiliyete de sahip olduğunu anlatmak istedim. Üzerinde gördüğünüz diğer detaylar da Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı aynı zamanda Türk Havacılık ve Uzay Sanayiinin de 50’nci yılı. Onları da temsil eden logolarımızı üzerine koyduk. Kırmızı-beyaz HÜRKUŞ’umuz ile TEKNOFEST’te başladık. TUSAŞ’taki lansmanda da uçmak nasip oldu. Paris Airshow ve diğer havacılık fuarlarına katılımlarımız olacak. Ülkemizi gururlandırmaya devam edeceğiz HÜRKUŞ’umuzla. Hür semalarımızda, hür kanatlarımızla uçmaya devam edeceğiz.”