Bir müddet önce TÜRSAB’ın kötü yönetildiğini, yönetim ve BTK’larda çalışan 300-400 kişiden bazılarının, üyelerin ödediği aidatlarla 5 yıldız otellerde, tahsisli arabalarla, yurtdışı gezilerle senelerdir lüks bir hayat sürdüğünü, TÜRSAB’ın parasının IBB’ye veya sponsorluklar adı altında bazı şahıs, kurum veya kuruluşlara verildiğini, sadece gösteriş için Londra WTM fuarında Bakanlığın koskoca standının karşısına rakipmiş gibi 3 gün için yaklaşık 1 milyon sterline mal olan (Elli Bir milyon Türk Lirası) TÜRSAB Standı yaptırıldığını, gazetecilik adı altında beslenen 3-5 kişinin bel altı yazılar, fotoğraflar, dedikodular, IP sini gizlemeyi unuttukları zaytung siteleri ve çakma mail adresleriyle muhalefeti susturmaya çalıştıklarını yazılarımızda veya “Dilin Kemiği Yok” programında belirtmiştik.
Bu durumda, yönetimin mutlaka değişmesi gerektiğini, ancak aday olacak meslektaşlarımızın birleşmemesi durumunda, seçimi yine aynı yönetimin kazanacağını dile getirmiştik.
%36 iLE SEÇiM KAZANILDI.
Nasıl mı? Çünkü “3000 kişiyi taşıyan başkan nasılsa seçimi kazanır” diyerek bir çok kişi sandığa gitmedi. Örneğin, İstanbul’da kayıtlı 5700 acentadan sadece 1300’ü oy kullanmaya geldi. Muhaliflerden ise, İstanbul’dan en az 2000 acenta kongreye gelmekten vazgeçti. Çok basit bir hesapla eğer bu 2000 kişi seçimlere gelip muhalefete oy vermiş olsaydı, başkan sadece %36 ile seçimi kazanmış olacaktı. Bu seçimlerde ise yönetimin bu başarısızlıkla bırakın %36’yı, %30 oy alabileceği bile düşünülmüyor.
Peki bu seçimleri muhalefet tek adayla alabilir mi? Evet. Mutlaka. Ama TEK ADAYLA. Peki aday kim? Henüz belli değil, hiçte önemli değil. Yeterki muhalefet bölünmesin. Yoksa geçen seçimlerde olduğu gibi 3-5 aday; %17, %11, %5 vs alıp oyları bölerse ve nasıl olsa taşımacı başkan kazanır denirse bu düzen bir 3 sene daha devam edecektir.
SU ŞiŞESi KOYSAK OY VERECEĞiZ..!
Benim o malum yazımdan sonra Sevgili Emin Çakmak (Hello Turizm) o güne kadar tüm adaylığını açıklamış veya açıklayacak olan muhalif adayları tek tek dolaşarak bir platform oluşturdu. Ben ve Emin Çakmak yönetimde asla yer almamak kaydı ile aylardır bu değerli arkadaşlarla toplantılar yapıyoruz. Bazı zor ve çetrefilli geçişlerden sonra hepimizin hemfikir olduğu en önemli husus ; Kiminin az, kiminin çok herkesin bir kusuru olduğu, ancak kim başkan adayı olursa olsun veya kimi aday seçersek seçelim, her durumda, her halükarda; kaşı eğri, dili sivri diye bakmadan destekleyeceğiz. Kısaca, şu söze kimse alınmazsa, SU ŞİŞESİ koysak hepimiz ona oy vereceğiz. Yeni yönetimin ilk taahhüdü ise 1 sene içerisinde TÜRSAB’ı fabrika ayarlarına döndürüp olağanüstü genel kurula gitmek olacaktır.
Bu platform geniş bir yoklama ile aday belirleyecektir. Bu Ahmet olur, Mehmet olur, Ayşe olur, isim hiç önemli değil. Çünkü biz isme değil muhalefet adayına oy vereceğiz. O aday da yazılı taahhüdü ile TÜRSAB’ı fabrika ayarlarına döndürecek bir aday olacaktır.
PLATFORM DIŞI ADAY MEVCUT YÖNETİME ÇALIŞIR…
Aklı olan ve bakkal matematiğini bilen herkes biliyor ki, platform tarafından oylama ile açıklanan ve ismi önemli olmayan adayın dışında, muhalif olan veya muhalif gözüküp aday olan her kimse; muhalefeti bölerek tamamen mevcut yönetimin değirmenine su dökecektir. Ve 16.000 acentenin 3 sene daha bu düzene katlanmasının müsebbibi olacaktır.
Bu durumda; bölücü damgası yemek istemeyen her adayın mevcut platforma katılıp, geniş katılımlı platformun kararlarına saygı duyması beklenmektedir.
Haydi TÜRSAB 2025 seçimleri hayırlı olsun…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.