Son yıllarda üniversitelerimizin sayısı hızla artmaktadır. Her ne kadar kalite ve verimlilik üniversite sayısıyla doğru orantılı olarak artmasa da eğitimli insan sayısının artması ülkemizin gelişimine katkı sağlayacaktır. Bu yazıdaki amacımız şartlar ne olursa olsun, imkânlar kısıtlı olsa da akademisyenlerimizin bilimsel etkinliğini ve verimliliğini nasıl arttırabiliriz sorusuna cevap aramaktır. Bu konular konuşulup tartışıldığında hep aklıma merhum Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in kaleme aldığı “Gençlerle Başbaşa” kitabında yer alan “Çalışmak için müsait vakit ve saat bekleme. Bil ki her gün, her saat çalışmanın en uygun zamanıdır. Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer, her köşe çalışmanın en uygun yeridir.” cümleleri gelir. Kısaca “bahane yok, her şartta her ortamda çalışma yapılabilir, yeter ki sen iste ve azimli ol” vurgusu yapılmaktadır. Öncelikle başarmak için çalışmanın şart olduğunu kabul etmeliyiz.
Akademisyenlerin bilimsel etkinliğinin arttırılması kastedildiğinde hem ders verme hem de Ar-Ge çalışmaları anlamındaki yetkinliklerden bahsedilmektedir. Her iki durum için de şüphesiz akademisyenin kendisi öncelikle iyi bir eğitime sahip olmalıdır. Birçoğumuzun okul yıllarındaki ilk önceliği diplomayı almaktı. Öğrenmenin amacı tam olarak kavranamıyordu. Fakat gerçek hayatta konuları bilmek ve alanında iyi olmak çok büyük öneme sahiptir. Altyapı sağlam olmayınca temel zayıf olmakta ve bu temel üzerine yüksek binalar inşa edilememektedir. Bu nedenle bu alandaki eksiklikler en kısa sürede giderilmelidir. Günümüzde bilgi eksikliğini gidermek oldukça kolaydır. Burada kibir, gurur, kendini üstün görme bir kenara bırakılmalıdır. Örneğin yabancı dili iyi olmayan bir öğretim elemanı bu eksikliğini gidermek için hangi desteği alması gerekiyorsa o desteği almalıdır. Öğretim elemanının unvanı ve pozisyonu alması gereken eğitimleri almasına engel teşkil etmemelidir. Öğrenmenin en hızlı yollarından biri olan “bir bilenden destek almak” yöntemi öğrenme sürecini oldukça hızlandıracaktır. Teknolojinin her türlü imkânının olduğu günümüzde bu eksikliklerin giderilememesi kabul edilebilir değildir. Bu yoldaki ilk adımın altyapıyı sağlamlaştırmak olduğunu düşünüyorum. Alanımızda derin bilgi birikimine sahip olmamız, olmazsa olmazdır ve bu işin başlangıcıdır.
İyi bir temele sahip öğretim elemanı anabilim dalıyla ilgili çalışmaları yakından takip etmeli, çalışma konusuyla ilgili bilimsel makaleleri ve kitapları mutlaka okumalıdır. Okunan bilimsel makale sayısı arttığında, alanında derinliği artacak, yeni araştırma konularını kolaylıkla ortaya çıkaracak, yazacağı eserlerdeki kalite de artacaktır. Bir konuyu tam anlamadan o alana katkı yapmak çok zordur. Mevcut durumu çok iyi anlamak ve üzerine geliştirmeler yapmak gerekir. Çektiğimiz sıkıntıların en büyüğü, az okumak neticesinde mevcut literatüre hâkimiyetin olmamasıdır. Bilimsel makaleler dışında ilgi duyduğu alanlarda da mutlaka düzenli okuma alışkanlığı kazanmalıdır. Düşünce dünyasının ve ufkunun genişlemesi, farklı görüş açısına sahip olabilmesi için farklı alanlarda da okuma yapılmalıdır. Okumak, akademisyeni farklı bir boyuta taşıyacaktır. Temeli veya altyapıyı sağlamlaştırdıktan sonra, bilimsel makale okuma alışkanlığı bilimsel etkinliğini arttırmanın olmazsa olmaz ikinci önemli şartıdır.
Bu alandaki üçüncü önemli adım birlikte çalışma kültürüdür. Günümüzde çok disiplinli çalışmalar yapmanın önemi aşikârdır. Birlikte ve çok disiplinli çalışmaya atıf yapan “bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözünü hatırlatmakta fayda görüyorum. Ülkemizde son yıllarda durum biraz iyileşme göstermesine rağmen ortak çalışmalar yeterince yapılmamaktadır. Bu felsefeyi temel alan çalışmalar yetersiz düzeydedir. Hatta akademik teşvik yönetmeliği bile mevcut hali ile neredeyse akademisyeni, çalışmalarını tek başına yaparak daha fazla ücret almaya teşvik etmektedir. Bu durum çok tehlikelidir. Birlikte çalışma kültürüyle çok büyük projelerin üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Çok büyük çapta, kapsamlı, çok disiplinli bir proje nasıl tek başına yapılabilir? Bir insan her şeyi bilemez ki! Ülkemizde bu kültür geliştiğinde bilimsel etkinlik ve katma değeri yüksek projeler daha fazla yer alacaktır. Hem akademisyenlerimizin hem de ülkemizin bilimsel gücü artacaktır.
Etkinliği ve verimliliği arttırma yolundaki dördüncü adım makul ölçüde kararınca ders vermektir. Bir öğretim elemanı veya üyesi bir eğitim döneminde en fazla 2 ders vermelidir. İdeali 1 derstir. Daha fazla ders verdiğinde yukarıda bahsettiğimiz faaliyetleri yürütemez. Akademik personel vaktinin çoğunu ders anlatmakla geçirir. Aşırı yorgunluk, öğrenmeye ve araştırmalara yeterince vakit ayıramama gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkarır, Ar-Ge etkinliği ve verimliliği azalır. Aşırı ders yükü altındaki bir akademisyenin ders anlatma kalitesi ve verimliliği düşer. Normalde bir akademisyen vereceği derslere çok iyi hazırlanmalı, hem derse hem de öğrenciye yeterli vakitleri ayırmalıdır. Aksi taktirde ne anlatan ne de dinleyen yeterli verimi alamaz ve beklenen faydayı göremez. Unutmamak gerekir ki öğretim üyesi öğrenciye ders anlatırken kendisini geliştirir, sorulan sorular sayesinde de yeni bir bakış açısı kazanır.
Beşinci adımda öğretim üyeleri imkânlar dâhilinde bütün gayretiyle proje çağrılarına başvuru yapmalıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK, KOSGEB, Avrupa Birliği, özel sanayi kuruluşları ve diğer ulusal ve uluslararası proje çağrılarına başvuru yaparak çalıştığı kuruma projeler kazandırmaya çalışmalıdır. Böylece hem güncel teknolojik/sosyal problemlere çözüm üretmesi, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine nitelikli araştırma yaptırması ve burs desteği sağlaması, laboratuvarını geliştirmesi hem de kendi maddi gelirine katkı sağlaması gibi önemli kazanımlar elde etmesi mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda öğretim elemanı proje yazma ve yönetme eğitimleri almalı, konsorsiyumlara katılmalı, başarılı proje gruplarıyla iş birliği yollarını aramalı, her türlü imkânı değerlendirmelidir. Ayrıca başarılı projeleri veri tabanlarından bulup detaylı olarak incelemesi akademisyenin proje yazma kabiliyetine ciddi katkılar sağlayacaktır.
Bu alandaki önemli faaliyetlerin altıncısı ise bilimsel ve kültürel etkinliklere katılım sağlamaktır. Ülkemizde ve dünyada neler yapılıyor? Bu hususlar dikkatlice takip edilmelidir. Akademik personelin kendini yenilemesi bu tür faaliyetlerle olmaktadır. Yapılan çalışmaların görücüye çıkması, eleştirilerle daha iyisinin yapılmaya çalışılması çok büyük öneme sahiptir. Bu tür faaliyetlerde bilimsel iş birliklerinin de temelleri atılmaktadır. Ortak çalışmalar yapmak için ekipler kurulmakta, teknoloji transferi kolayca yapılabilmektedir. Altyapıların ortak kullanılmasıyla beraber birçok zorluklar ve engeller kolayca aşılmaktadır. Bu faaliyetlere katılımlar ülkeler arasında kültürel etkileşimi arttıracak, dostlukların tesis edilmesine imkân sağlayacaktır. Karşılıklı öğrenci değişim programları yapılacak ve bilimsel etkinliğimiz artacaktır. Daha kaliteli ve etki değeri yüksek projeler gerçekleştirilecek ve makaleler yazılacaktır. Dünya markası olma yolunda adımlar atılacaktır. Kendi kendimize uzun zaman alacak öğrenme süreci bu yolla kısalacaktır.
Kültürel faaliyetlere de katılım önemlidir. İnsanın doğası gereği farklı sosyal çevrelerde bulunması farklı bakış açısı kazanmasına katkı sağlar. Meslek körlüğünü ortadan kaldırır. Olaylara farklı açıdan bakabilmeye yardımcı olur. İnsan vücudunun hem fiziksel hem zihinsel dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bu sebeple zaman zaman kültürel faaliyetler de ihmal edilmemelidir.
Sonuç olarak bahsedilen altı ana faaliyet bilimsel etkinliği arttıracaktır. Tabii ki bu alanda kendini geliştirmek sadece bu prensiplerle sınırlı değildir. Mutlaka farklı faaliyetlerde mevcuttur. Bu yazımda çok önemli gördüğüm bazı noktaları dile getirdim. Bu temel prensiplere uyulduğunda ülkemiz insanının bilimsel gücünün artacağını düşünüyorum. Bu altı ana faaliyeti ülkemizin hangi üniversitesinde olursak olalım rahatlıkla uygulama imkânımız vardır. Müsait zaman ve yer aramaya gerek yoktur. Yeter ki isteyelim, her türlü çalışmayı yapabiliriz.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.