Sık seyahat ederken karşılaştığım ilginç uygulamalardan bazıları ise farklı ülkelerdeki kaçakçılık ve sahteciliği önlemeye yönelik uygulamalar oldu. Bu alanda özellikle Latin Amerika ülkelerinde para sahteciliği gibi konular eskiden çok yaygın olduğundan sıkı önlemler getirilmiş durumda.
2016 yılında Panama’ya ilk kez seyahat ettiğimde otel konaklama ücretini kredi kartımla değil de nakit olarak ödemek istemiştim. Otel görevlisi ise 50 dolar ve üstü her banknot için üzerinde bu paraların seri numaralarının yazılı olduğu bir form hazırlamış ve imzalamamı istemişti. Şaşırıp nedenini sorduğumda bunun verdiğim paralar sahte veya çalıntı çıkarsa kimden alındığı belli olsun diye yapılan standart bir uygulama olduğunu belirtmişlerdi.
Başka bir ilginç uygulama ise yine Latin Amerika ülkesi Kolombiya’da karşıma çıktı. Bogota Havalimanı’nda döviz bürosuna gidip döviz bozdurmak istediğimde, döviz bürosunun nereden alındıkları belli olsunlar diye verdikleri her banknot üzerine küçük bir mühür vurduklarını gördüm. Daha da ilginci, döviz bozdururken pasaport ibrazı yetmiyor, döviz bozduran herkesten parmak izi talep ediliyordu. Şüphelendim ve vermemekte direttim… Hatta döviz bürosundaki görevli eğer ısrar ederseniz polis çağırmak zorundayız, neden çekiniyorsunuz dedi 😉
Şahsen kendim bir problemle karşılaşmadım ama dünyada sahte 100 dolarların üretiminde Peru’nun lider ülke olduğu iddia ediliyor. İlgi duyanlar internette bu konuda çok detaylı bilgi bulabilirler https://www.theguardian.com/world/2016/mar/31/counterfeiting-peruvian-gang-fabricating-fake-100-bills
Sahte para ile mücadele dışında kaçakçılıkla mücadele de yine çok önemli. Hepimizin bildiği gibi birçok havalimanında pasaport kontrolü sonrası gümrük kontrol görevlileri olur ve bazı yolcuları detaylı bagaj aramasından geçirirler. Aranacak kişilere yönelik seçim ise genelde gümrük personelinin inisiyatifindedir. İddiaya göre Meksika’da yıllarca en yaygın uyuşturucu kaçakçılığı yöntemi uçakla seyahat eden kuryeler ve onlara lojistik destek sağlayan yer personelleriymiş. Yerdeki gümrük görevlilerinin anlaşıp bildikleri kişileri kontrole almadan göndermelerini önlemek için Meksika’ya varınca pasaport kontrolü sonrası tekrar sıraya giriyorsunuz. Sıranın sonunda sizi bir makine bekliyor ve makinedeki butona basıyorsunuz. Mavi yanarsa geçiyor, kırmızı yanarsa detaylı aramaya giriyorsunuz. Böylece aranacak kişilerin seçimi görevlilerin inisiyatifine bırakılmadan tamamen rassal oluyor. Ancak bu yazıyı hazırlarken internette bu uygulamanın sonlandırılmasının planladığını da okudum.
Ayrıca birçok ülkeye giriş çıkış yaparken üzerinizde bulundurabileceğiniz nakit para miktarı da sınırlı. Ben seyahatlerimde bu kurala hep dikkat ettim. Ancak bir defasında Almatı Havalimanı’ndaki görevli çantamdaki çek defterimi alıp her bir koçanın da nakit değer taşıdığını iddia etmişti. Uzun bir konuşma sonrası görevliyi bunun bir sorun teşkil etmeyeceğine ikna edip yoluma devam edebilmiştim.
Havalimanı gümrük kontrollerinde dikkat edilen bir diğer önemli husus ise yabancı ülkelerden gelen gıda, bitkisel maddeler ve hayvansal ürünler… Özellikle ada ülkeleri, bu tarz maddelerin çok ciddî tarım zararlıları ve hastalıklar taşıyabileceği, ülke için çok değerli olan tarımı, turizm sektörünü ve ülkeye has doğaya büyük zararlar verebileceği nedeniyle bu konuda çok hassas davranıyorlar. 2 yıl önce Tokyo seyahatimde valizime bir elma ile muz koymuş, gümrük kontrolünde görevliler çantamda beyan etmem gereken bir şey olup olmadığını sorduklarında bu durumu tamamen unutmuştum. Sonrasında çantamı aradılar ve o 1 elma ile 1 muz havalimanında 2 saate yakın bir süre kaybetmeme ve biraz da tedirgin olmama neden olmuştu. İngilizce anlaşmamız pek kolay olmasa da Tokyo Havalimanı’nın nazik görevlileri gerekli prosedürleri tamamladıktan sonra bu konuda iyi bir ders alarak yoluma devam etmiştim…
Resimler için kaynaklar:
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.